Adem Turgut

2010 yılı Mayıs sonuydu.

Yıllarca Hollywood filmlerine mali destek sağlayarak her filmde mağdur halk edebiyatını iyioynayan İsrail, bu kez bir yardım konvoyuna saldırdı.

Ne yazayım nasıl yazayım bilememiştim.

Diyorki İsrailli yetkililer, "Ellerinde demir çubuklarla direndiler."

Sonuç: 9 ölü 30 yaralı...

Hangi İsrailli askere ne olmuştu?

Bir şeyleri yok.

Bir başka İsrailli yetkili "Amaçları insani değildi" buyurmuştu.

Kendileri vahşet yaptılar...

xxx

Mavi Marmara gemisindeki yardımseverlerin aileleri merak içindeydi.

Eşi gemide olan Şeyda Yeşildağ, “Saldıracaklarını, insanları öldüreceklerini hiç tahminetmiyordum. Eşimden gelecek telefonu bekliyorum. Onu çok merak ediyorum. Gemiler yolaçıkıncaya kadar eşimle telefonla görüşmüştüm. Bir daha kendisinden haber alamadım. 27Mayıs akşamı gemideyken kendisiyle uzun uzun görüştüğümde çok iyi olduklarını çok mutluolduklarını anlatıyordu. İsrail askeri botları yanaşınca gemideki havanın bozulduğunukeyiflerin kaçtığını söylemişti. Öğlen saatlerinde Gazze'ye varacaklardı. Gazze'ye kadar belkitakip ederler diye düşünülüyordu. Ama saldıracaklarını insanları öldüreceklerini, gemiye elkoyacaklarını hiç tahmin etmedik” diye konuştu.

Aynı gemide bulunan Halim Yazıcı'nın ise olayın ardından yakınlarına telefon açarak, “Benim yanımdaki 3 kişi öldü, yaralılar vardı. Herkese ateş ediyorlardı. Bizi de İsrail'de birlimana getirdiler” dediği ve daha sonra irtibatın kesildiği belirtildi.

Xxx

Doğaldır ki eylemler ve açıklamalar geldi ardından...

Bu vahşete hangi tepki yeterdi bilmiyorum.

Bir ilginç yorum okuyorum "One Munite'e böyle karşılık verdiler" diyor.

Olacak iş mi bu?

İsrail, insanlığın kafasına kendisinin de ayağına ateş etmişti.

Xxx

Aynı İsrail şimdi Ermeni Soykurumu iddialarını Meclisi'ne taşıyor.

Güyer misin ağlar mısın?

Ben de sadece Mavi Marmara'da yaşananları hatırlatmak istedim.