Adem Turgut

KOCAELİ'NDEN BOLU'YA  BİRLİKTELİĞE HAZIR OLUN

Vali İbrahim Özçimen EMITT 2011 15. Doğu Akdeniz Turizm Seyahat Fuarı için Doğu Marmara Kalkınma Ajansı çerçevesinde hazırlıkları tamamladıklarını açıklamış.

Ne diyelim hayırlı olsun…

Ama benim anlatacaklarım başka…

Xxx

Yıllardır bir ayağım İzmit, bir ayağım Bolu’da…

Son dönemde bir de Düzce eklendi bu hareketliliğime.

Aynı güzergahta bulunan Sakarya’da 3 yıl yaşadım. İki yıl okul bir yıla yakın askerlik…

Ailemin bir tarafı Yalovalı.

Sizin anlayacağınız, 17 Ağustos ve ardından 12 Kasım Depremi’nin vurduğu coğrafya hayatımın geçtiği, ailemin köklerinin bulunduğu bölge…

Doğu Marmara illeri ya da Batı Karadeniz’in bitip Marmara’nın başladığı bu bölge sadece altından geçen fay hattı ile buluşmuyor. Son dönemde Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’da bu bölgeyi tek parça olarak ele alıyor.

Ekonomik bir iş birliğini ön alan bu yapı bana ileride kurulabilecek idari mekanizmaların habercisi olarak görünüyor.

Ne demek istiyorum özetleyelim…

Beni bilenler bilir. Her ne kadar bitiremesek de AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi aldım. Ülkenin yönetim modeline karşı duyarlılığım var; merakım var.

Kamu yönetimi anlamında Kocaeli ve İstanbul’da uygulanan tüm ilin Büyükşehir Belediyesi kapsamına alınmasının pilot bir uygulama olduğunu görüyorum. Bu uygulama ile güçlendirilmiş belediyeler ve bölgesel yapıların kurulması gündeme gelebilir.

Dünya zaten yerinden yönetim modelini yerel yönetimlere tercih ediyor.

Türkiye’de de Kürt meselesi biter bitmez bu anlamda radikal adımlar atılacağını düşünüyorum.

Yani yazımın başlığında birlikte zikrettiğim ve benim hayatımın geçtiği bölge tek vücut yaşayan bir yer haline gelecek.

Bunu görüyorum.

Ötesinde İstanbul gibi bir dünya metropolünün doğusundaki bu yerleşimlerin aynı zamanda İstanbul ve onun batısı ile de entegre olması gerektiğine inanıyorum.

Yani Edirne’den Bolu’ya uzanan hattın idari ve ekonomik ortaklaşmasının bu bölgede yaşayan bizlerin çıkarına olacağı kanaatindeyim.

Sekiz yıllık iktidarı boyunca sistemin kurumlarını kendileştiren AKP, artık Anayasal düzen ve kamu yönetim modelinin değişmesi gerektiğini düşünüyor.

Yani Erdoğan bir yandan Başkanlık sistemiyle güçlü bir lider olma çizgisini yükseltirken, yerinden yönetim ve demokrasi paydasında bölgesel ve yerel yönetimleri güçlendirmek durumunda.

Xxx

Ne yalan söyliyeyim, benim gibi hayatı mobilize ve bu bölgeyi yaşayarak geçmiş biri için algılanması kolay bir durum olacak bu.

Ama ülkede ve bölgede nasıl karşılanacak, bekleyip göreceğiz…