Durmuş Şahar

          Bank Asya ilk sezonumuzdaki o Sakarya ve final Eskişehir maçları bizi yaktı. 3.ligden çıkıp hemen arkasındaki senede 25bin taraftarla final oynamak ve maalesef kaybettikten sonra, eski şanlı günlerimizin etkisi, 20 yıllık lig özlemi gibi durumlar depreşince biz bu ligde fazla durmayız dedik.

 Ogün bugündür ha çıktık, ha çıkacağız. Serhat Hoca, Levent Eriş vb hocalara “şampiyon yap bizi, cehennemde yak bizi” nidalarıyla, onlarcası gelen-giden kaşarlı, sucuklu futbolcusu! Menajeri-yöneteni, yöneltileni, tek çift adamları, perde arkası Hacivat-karagöz işleri gibi sahada oynanıp kazanılacak şampiyonluğun dışında ne kadar iş varsa hepsini gördük duyduk.

 İşte içimizdeki o BOLUSPOR sevgisi ve süper lig özlemi tüm bu acayipliklere neyse, bunlar geçiş dönemleri taşın altına elini koyacak yöneten-yönetilen de bulamayız diyerek geçiştirdik. Çünkü süper ligdeki 15-20 trilyonluk bütçeler bizi aşar batarız, çıkarız ölürüz taaa diplere ineriz, bakın Sakarya-Kocaeli-Düzce nerelerdeler aman ha cıs derken 6 sezondur buralardayız.

Ne değişti, o zamandan bu güne kaç teknik heyet, kaç futbolcu geldi gitti ve ne kadar para harcandı ve neler kazandık. Kaç lig, kaç Ziraat Türkiye kupası finali oynadık. Bunların hepsi halının altına süpürüldü ve bu sezon yepyeni bir ekip yönetimi devraldı. Tekrar ayranımız kabardı ve o sezon yaşayamadığımız sloganla “BU SENE, O SENE OLSUN” dedik.

 Daha lig başında Serhat Hoca gelerek, pek de bir şeyler değişmeyecek herhalde dedik, devamında alınan futbolcu arkadaşların sakat, uzun süre futboldan uzak ve çok da devamlılıkları olmayanlardan seçildiğini görünce tamam bu yönetiminde bir bildiği vardır diyerek sezona başladık. Öyle ya bu yönetimdeki yeni genç arkadaşlar güzide memleketimizin başarılı iş adamları değiller mi? Anne-babalarımızın 50 yılda yaptıkları yatırım ve sermayeleri, 10 yıllık süreçlerde yapabiliyorlarsa demek ki ekonomi yönetimini, iş yapabilme kabiliyetleri sorgulamamak gerekiyor. Yani süper ligdeki o büyük paraları yönetebilirler.

İlk yarı sonlarına doğru gelen hocamız Oğuz Çetin ve arada alınan-gönderilen oyuncularla ve iyi bir hazırlık dönemiyle bu işi ikinci yarı başarırız dedik. Takım fena değil dış sahada alınan galibiyetlere iç sahayı da eklersek bu iş olacaktı. Ama iç saha hadikapını aşamamız bizi sadece ilk altı için umutlandırıyor sadece. Kartal-Rize-Denizli maçlarında alınan sonuçlar ilk ikiyi unutturdu. İlk altıda sonuç ne olur kalan maçlara bakarak göreceğiz. Boluspor her koşulda bu ligde ilk 10 da olur. Antep büyükşehir, 1461 vb takımlar gibi oyuncu toplulukları bile bu lige yeter de artar zaten.

Yani aman aman çok paralarla, üst düzey oyuncular olmadan da bu ligde yaşarız. Hedef süper lig değilse her sene bunca hoca ve futbolcu alıp dejavu yaşamanın bir mantığı yok. Bu ligde birçok takımda 94-95-96 doğumlu oyuncular takımları adına ter döküyorlar. Biz bir Emre’yi dahi oynatıp oynatmama konusunda neler yaşıyoruz. Bu yönetimin bunlara son vereceğini ikinci yarıda Oğuz Çetin hocayla başlaması ile bir yola girdiklerini zannettik. Ama alınan sonuçlar ve oynanan oyun kazın ayağının hiç de öyle olmadığını gösteriyor. Oğuz Çetin hocanın ilk altı için iyimserliği sürüyor, bizim içinde bu olacak ama mehter marşı gibi iki ileri bir geri olunca umutlarda azalıyor.

Milliyet gazetesinde diğer takımlar için yorum yapmak iyi güzel de kendi takımımız hakkında nasıl oynamamız gerektiğini, takım tertibini ve seyirciye güzel oyunla, alınacak 3 puanları hediye edelim, takımı süper lige taşıyalım ( şayet amacımız o ise) sonra Le Sport gazetesinde de yorumcu olarak görev alabilirsiniz. Kısacası biz bu ligde uzun yıllar kalacak mıyız yani bu ligin takımı mıyız, yoksa hedef süper lig mi? Bu konuda dürüst olursak seyircisi de, yöneticisi de, gelen oyuncusu da, hocası da, menajerleri de bunu böyle bilecek 3-5 yıllık bir yapılanmayla alt yapı, üst yapı neyse rotayı çizecek ve hedefimize ulaşacağız. Diğer türlü yine aktörleri değişse bile film senaryosunun aynı kalması çekilmez oluyor. Yine de haftaya Konya’ yı yenelim ilk altı içinde olalım, Ankara-İstanbul final maçları için yollara düşmek kakara kikiri yapmak güzeldi.

 Hepinize iyi haftalar.