İmdat Aslan

“Günün birinde yeni bir hayata başlayacak olan kızın evinde nikah kıyılıyor. İmam, ‘nikah kıyacağız da, bir kelime-i şahadet getirin’ diyor  nikahları kıyılacaklara….

 Damat öylece kala kalakalıyor ve imama dönerek, ’Nerden getireceğim? Ben buraya hazırlıksız geldim! Bana bu konuda bir şey demediler. Ben bu evin yabancısıyım!!!’der…

İmam, ‘Allah Allah, kızım bari sen kelime-i şahadet getir’ der…

Gelin olacak kızda annesinin yanına giderek, ‘Anne hoca kelime-i şahadet istiyor! Nerden bulup getireceğim?!!!

Götürülecek ne kadar çeşitte ihale varsa götürdüler de…

Ama getirmeleri gerekecek olan bir Kelime-i Şahadetin nereden getirileceğini  unuttular adeta!!!

Birileri kulaklarına daha yüksek bir sesle fısıldamalı ki, ayaklarının yere değsin…

Eğer ki duyma problemleri varsa da, artık soru değil…

Çünkü dünyanın en küçük işitme cihazını da yapmışız!!!

Aslında haberi gazetelerden okuyunca şaşırmam gerekiyordu fakat şaşırmadım…

Çünkü işitme ve dinleme işinin yabancısı değiliz millet olarak…

Hepimiz işin bir yanını biliyor, diğer yanına da el yordamıyla ulaşabiliyoruz…

DİNLEMELERDEN BAHSEDİYORUM

Hani herkesin kendisinin dinlenildiğine inandığı ortam dinlemesinden…

Türk şirketi, “EAR TEKNİK”, yarım gram ağırlığında olan ve  kulağın içine yerleştirilince fark edilmeyen dünyanın en küçük işitme cihazını üretmiş…

 1 Temmuz’da 3 bin liraya yakın fiyatıyla satışa sunulan Earnet Nano2 adı verilen cihaz, ortamdaki sesi algılayıp 4 farklı programdan birine göre şekillendiriyormuş…

Malumunuz çok kişinin yasal olarak izinli ya da izinsiz olarak dinlendiği ortaya çıktığında önceleri vatandaş tedirgin olmuştu…

Daha sonra alıştılar…

 Dahası hoşlarına bile gitti!!!

Çünkü şu ölümlü dünyada en azından kendilerini dinleyen birileri vardı…

Nerede olduklarını…

Kiminle ne yaptıklarını…

Birileri önce koca, koca minibüslerin içinden dinlediler….

Daha sonra, daha ufak olan ve camları filmle kaplanmış ticari araç görünümündeki araçlarla…

Şimdi de yarım gram ağırlığında işitme cihazı ile…

Hani cep telefonlarının kulaklığına, düğmeye, rozete, kravat altına, gözlük çerçevesine, kaleme  benzeyenlerin dışında…

Duyamıyorum diyorsunuz, takıyorsunuz…

Ama her şeyi gayet net duyuyorsunuz…

Ve istediğinizi istediğiniz şekilde takla attırıyorsunuz!!!

Hatta parende atarken resmini bile çektiriyorsunuz…

Sırf kartvizit olsun,  bir gün işe yarasın diye…

Ben bu yazıdan bir şey anlamadım…

Sadece yarım gram kendimi dinledim!!!