İmdat Aslan

Aslında irdelendiğinde, son zamanlarda Bolu’da olumlu şeylerde oluyor…

İnsanlar muhalefetin ne olduğunu, nasıl yapılması gerektiğini  kavramaya başladılar…

Artık, “Ben yaptım oldu!” anlayışının papucu  sanayi esnafı tarafından taca atılmaya başladı…

Bazı GAYRET li insanlara rağmen!!!

Şunu açıkça söyleyebilirim ki bu anlayışın yerleşmesinde Bolu basınından bazı gazete ve köşe yazarlarının hakkını yememek gerekir…

İktidar yanlısı basının tersine halkın yanında olan, onların dertlerini tasalarını manşetten haber yaparak, hatta haklı davalarında yanında durarak onlara destek olan basınımızın gayretleri meyvelerini vermeye başladı…

Elbette ki bu durumdan bazı siyasiler ve seçilmişler hoşnut değil…

Çünkü muhataplarına sorulmadan yaptıkları hesapları bozuldu…

Evdeki hesaplar sanayi esnafı tarafından bozuldu…

Bu anlamda Sayın Fehmi Küpçü hariç Sayın milletvekillerini ve il başkanlarını da unutmamak gerekir…

Onlarda biraz geç ve güç olmasına rağmen, sanayi esnafının yanında durarak halktan ve haklıdan yana desteklerini esirgemediler…

Bu aşamada en fazla görev oda başkanları ile Sayın Alaaddin Yılmaz’a düşüyor…

Öncelikle sanayide üyesi bulunan oda başkanları her türlü siyasi yaptırım korkusundan arınarak üyelerinin istekleri yönünde taraf olmalılar…

İktidarın siyasi gücünün gölgesinde kalarak kasaba siyaseti anlayışından kurtulmamalılar…

Birinci görevlerinin üye aidatını aldıkları ve maaş olarak nemalandıkları esnafların sorunlarını kendi sorunları gibi görmeliler…

Örneğin BESOB başkanı Sayın Tahir Gayret’in ve yönetim kurulu üyelerinin bu anlamda iktidarın siyasi gölgesinden arınarak, esnafın yanında beklenilen ve özlenen resim karelerine girmesi gerekir…

Yarın D 100 karayolu üzerinde, Özel Melih Kolejinin hemen ilerisindeki Tahir Gayretinde ortaklığının bulunduğunu sandığım BAŞTEK firmasının devasa binasının kaldırılacağı söz konusu olduğunda! izleyeceği prosedürün aynısını sanayi esnafları içinde izlemesi gerekir…

Sanayi esnafının feryadını Ekspres Gazetesinin internet sitesinden görüntülü olarak canlı, canlı izliyoruz…

Esnafların hepsi de aynı dikli konuşuyor;TÜRKÇE!!!

Ve  sorunlarını ve çözüm önerilerini çokta güzel anlatıyorlar…

Onları dinledikten sonra, hala sanayi esnafının isteklerine bahane bulanları ve onları dinlemeyen seçilmişleri anlamakta güçlük çekiyorum…

Sanıyorum buradaki sorun DİNLEMEMEK!!!

Eğer sanayi esnafı adam gibi dinlenirse, çözüm dinlemenin ucunda yetkililere gülümsüyor!!!

İnat, metazori, iktidarın gücünün devamlı süreceği yanlışı,rant,tarla toplama, rayiç bedeldeki çarpıklık, ekipsizlik, yalnızlık ve kibir…

Bence sanayi esnafının sorununun çözümü yukarıdaki şifrelerde saklı…