İmdat Aslan

Bu konu hakkında henüz bir şey yazmayı düşünmüyordum…

Çünkü devlet toprağına dikilen meyvelerin olgunlaşması lazım…

Ham olarak yenilen meyveler ya karın ağrıtır ya da baş…

O yüzden ağız tadı ile yenilecek her meyvenin mevsimini beklemek gerekir…

Ama Sayın Adnan Daylan Bolu Olay Gazetesinden  Seyfi Alp kardeşime röportaj vermiş…

Röportajın ana başlıkları şöyle;

• Bolu rekabeti öğrenecek!!!
• Bolu esnafına yer verelim!!!
• 2000 kişiye iş verdik!!!
• Projeyi kazanma aşamasında tehdit aldık!!!
• Bazılarının ayakları titrer!!!

Öncelikle çok önceden planlandığının her platformda söylenmesine rağmen,tesisin ne kadar bir yatırım maliyetine sahip olduğu netleşmiş değil…

İfadeler 60 milyon dolardan başladı…

Bazı açıklamalarda 75 milyon dolar olduğu ifade edildi…

Bazı açıklamalarda ise100 milyon dolara kadar çıktı...

Aradaki yatırım maliyetleri rakamlarına bakıldığında, böylesi devasa olarak düşünülen ve projelendirilen bir tesis için rakamların bu kadar birbiriyle kavgalı olması bence düşündürücü…

Sonra Sayın Daylan  Bolu dağında daha önce tesisi olmayan ve dolayısıyla mağdur olmadığı halde, bu işin neresinden, hangi aşamasında kimler vasıtasıyla bu projeye enjekte oldu da 100 milyon dolar bir mali gücü ve ekonomik argümanlarla bir araya getirdi?

Kimler hangi aşamada ve kimlerin hatırına Sayın Daylan’a bu süreçte yar ve yardımcı oldu?

Sayın Daylan başkalarına akıl verdiği rekabet konusuna örnek olarak, kendisi hangi örnek mekanda, hangi sektörel hacimli tesis ile Bolu’da öncülük etmişte başka işadamlarına ve Bolu esnafına akıl verebiliyor?

Bolulu işadamlarına ve esnaflara rekabeti öğretecek iddiasındaki Sayın Daylan, yol kenarlarındaki devasa arsalar dururken,Karaçayırda mahalle içine,  hemen yanı başındaki  apartmanı tehdit ve taciz edercesine apartmanın temel duvarına bitişik benzin istasyonu yaparak mı Bolulu esnaflara örnek olacak?

Sayın Daylan,” Bolu esnafına yer verelim!” diyor…

Ne o Sayın Daylan?

İş yapacak yerleri Bolu dışındaki ağabeylerinin firmalarına verdiğinde hatırlamadığın Bolu’daki esnafları,iş yapmayacak yerler elinizde kaldığında mı hatırlayacaksınız ve Bolu esnafına vererek, Bolulu esnafları dolgu malzemesi olarak mı kullanacaksınız?

HANGİ 2 BİN KİŞİYE İŞ VERDİNİZ SAYIN DAYLAN?!...

Alışveriş tesisinde işe girenlerin yarıdan çok fazlası daha önce Bolulu esnafların yanında çalışan personeller…

İş başvuru formlarına bakarsanız daha önce çalıştıkları yerlerin Bolulu esnafların firmaları olduğunu görebilirsiniz…

Yönetici pozisyonunda olanların hepsi Bolu dışından gelen personel…

Sadece İşkur ile yapılan anlaşma gereği hızlandırılmış eğitimden geçen ve parasının yarısını devletin ödediği personellerdir işe aldığınız personeller…

Onlarda ifade ettiğiniz rakamların onda birisi kadardır…

İşin en vahim yanı  ise, 670 dönümlük bir yer hazineden tahsis edildikten, iş bittikten alışveriş yeri açıldıktan çok sonra Sayın Daylan’ın tehdit edildiklerini söylemesi!!!

Anlaşıldığı kadarıyla kendilerine yapılan  tehdide de pabuç bırakmamışlar…

Ve böyle tehditlerin havada uçuştuğu bir ortamda inşa edilen bir alışveriş merkezine Polis Sandığı gibi devletin önemli bir kurumunun büyük ortak olarak hisse sahibi olması sizce de garip değil mi?!...

ŞEHİT POLİSLER BU SAANDIĞA ÜYE DEĞİLLERMİYDİ?

Hem de Avrupa’nın en büyük olduğu söylenilen koskoca alışveriş tesisinde Polis Şehitlerimizin geride kalan aileleri ve çocukları için gelir getirici  bir metrekare bir iş yeri istenilmeden!!!

Kimin polisinin sandığından verildi bunca büyük paralar?!...

Mevzular düşündürüyor ve devamında da derinleşiyor değil mi?!...

PEKİ TEHDİT AŞAMASI NASIL VE HANGİ YOLLARLA DEFEDİLDİ?!...

Tehdit eden kişi ve kişilerden Sayın Daylan ve diğer iştirakçiler şikayetçi oldular mı?!..

Yoksa tehdit edenlerin üslubu ve dili ile mi cevap verdiler?!...

Ve Sayın Daylan’ın son  cümlesi de çok manidar ve garip;“Bazılarının ayakları titrer!!!”

İşte bu çok doğru Sayın Daylan!!!

Alın teri olmadan kazanılan paranın anahtarını sizin gibi herkes alamaz ve bir yerleri elbette ki titrer!!!

Ama sizin söylediğiniz gibi sadece ayakları değil, üzerlerindeki veballerden ve haklardan dolayı vicdanları da titrer…

O yüzden tam olgunlaşmamış meyveleri yememek gerekir…