İmdat Aslan

 Aslında hiçte zor değil…

Sadece Bolu’daki belediye mantalitesinin ve anlayışının geçmişini iyi bilmek ve geleceği düşünülen hizmetlerin altyapısını şimdiden düşünerek geleceği düşünülen belediye hizmetlerini hazırlıklı karşılamak…

İŞİN BAŞLANGICI OLARAK BENCE İLK İŞ; İşi bilenlerle istişare etmek, konuşmak, dinlemek, diğer kentlerde yapılanlarla yapılamayanlarla kıyaslamak ve diğer modern kentlerde yapılan ve halkın memnuniyetine mazhar olmuş kolaylaştırıcı hizmetleri Bolu’ya Bolu’nun dokusunu bozmadan, halka önceden bilgilendirme yaparak sonrasında kente onları yerleştirmek…

Bayram süresince hem büyüklerle bayramlaşma hem de bu arada 10 günlük tatil yapma imkanı yakalayabildim…   

Ankara, Afyon, Eskişehir, Burdur, Denizli, Isparta, Muğla ve bu kentlere bağlı onlarca ilçe ve beldeden geçtim, mola verdim caddelerini gezdim…

Daha doğrusu belediyecilik mantığı  ve gözü ile inceledim…

Bu yerleşim birimlerinde yaşayanların yerine kendimi koyarak bir an neler hissettiğimi düşündüm…

İnanın bu kadar kent, ilçe ve belde arasında Bolu’yu görsel ve kentsel doku olarak sıralamaya koysanız sonuncu olur!!!    

*** Kentin genel görünümünde…

*** Caddelerin ve kaldırımların  kentin dokusuna özgü dizaynında…

*** İklime uygun bitkisel yeşillik donatısı,  görselliği ve peyzaj düzenlemesi anlamında…

*** Yapılarının dış yüzey mimarileri ve yüzeysel temizlikleri anlamında…  

*** Alt geçitler ve üst geçitlerin kentin dokusuna uygunluğu anlamında…

*** Trafiğin yönü, şekli, otopark mantığı ve şekli, yaya kaldırımlarının ve geçitlerinin trafiğe uygunluğu…

Bolu’nun hiç birisiyle yarışamayacak kadar ÇOK KÖTÜ DURUMDA olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim…

Elbette ki bunları yazmak benimde canımı sıkıyor…

Ama  biliyorum ki gerçek bu ve yazmasam da bu gerçek değişmeyecek…

O yüzden diyorum ki, yaşadığımız Bolu’ya yapılmayacak her şeyi yaptılar, engel olamadık bari yalan söylemeyelim…

Ve son günlerin moda deyimi haline gelen;”Özne Bolu” söylevinin içini dolduralım…

Bazen belediye başkanı Sayın Alaaddin Yılmaz’a yazdıklarımla haksızlık mı yapıyorum diye düşünmediğim zamanlar olmadı desem yalan olur…

Ama Bolu’yu şöyle bir turladığımda doğru olanı yaptığımı ve yazdığımı anlıyorum ve içim rahatlıyordu…

Bayram dönüşü gece saat 02.00 sularında Bolu’ya aracım ile giriş yaptığımda ikamet ettiğim mahalle olan Bahçelievler’e kadar ulaşıncaya kadar bir kez daha anladım ki, az bile yazarak Bolu’ya, yaşadığımız kente ve bu kentte yaşayanlara haksızlık yapıyormuşum…

Bu duygumu araçta buluna eşim ve kızım ile de o saatte sıcağı sıcağına paylaştık…

Hatta bu yazıyı yazmadan önce Sayın  Alaaddin Bey ile bir gece İzzet Baysal Caddesi üzerindeki Mado pastanesinde bir buçuk saatin üzerinde caddemizin esnaflarından Levent Aktaş kardeşimin de  olduğu bir ortamda sohbet ettik…

Elbette ki Özne yine her zamanki gibi Boluydu…

Şu an yazdıklarımı üzeri kapalı Sayın başkan ile konuşmayı denedim, hatta kıyısından ucundan meselelere girmeye çalıştım.

Ama başkan değişmeyen yine aynı bildiğimiz başkandı ve sadece o konuşmak istiyordu!!!

Öyle ki sizinle Bolu özne olmak kaydı ile ucu açık bir program yaparak Bolu halkını Bolu’ya yapılanlar ve yapılamayanlar hakkında bilgilendirelim  dediğimde Köroglu Televizyon beni programa çıkarmıyor diyerek topu taca attı..

Daha öncede bu anlamda radyoda Sayın başkan ile ucu açık bir program yapmayı düşündüğümüzde son dakika başkan mazereti olduğunu söyleyerek programa gelemeyeceğini söylemişti…

Bizi devamlı başkanı eleştirdiğimizi söyleyen bazı yazar arkadaşlarıma buradan naçizane bir önerim olacak…

Başkanı koruyup kollayacağız derken Bolu’yu ve yaşayanları ne kadar ihmal ettiğinizi ne zaman anlayacaksınız?!...