İmdat Aslan

"TÜRK TARİHİNİN GÖRDÜĞÜ EN BÜYÜK REZALET"
Evet Bolu’da CHP  Milletvekili Sayın Tanju Özcan’ın Bolu adliyesine giderek suç duyurusunda bulunmasının yanı sıra  Kızılcahamam da partililerle toplantıda bulunan MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçelide PKK ile görüşen hükümete ağır eleştirilerde bulunarak;

“……………Başbakan Erdoğan'ın Batı'nın stratejik planları gereğince kullanılan bir figür haline gelmesi, bunun karşılığında ise kendisine Ortadoğu'da hareket alanı açılması büyük bir talihsizlik ve sebep olacağı sonuçları itibarıyla tükenişin ayak sesleridir. AKP hükümetinin dokuz yıllık iktidar yıllarında karanlık ve kirli niyetler hızla mesafe almış ve Türk devleti tesir alanı gittikçe genişleyen bölücü saldırıların kucağına düşmüştür. Vatanımızı bölmeyi, milletimizi parçalamayı hedefine koyan PKK terör örgütüne AKP hükümetinin hoşgörü ve iyi niyetle yaklaşması Türk tarihinin gördüğü en büyük rezalet olarak karşımızdadır. En son olarak Norveç'in başkenti Oslo'da kurulan ihanet masalarının ve konuşulanların deşifre olmasıyla AKP'nin PKK'yla yanak yanağa, diz dize olması somut olarak belirginlik kazanmıştır.”Dedi…

Bunları bir an, bir yana koyalım ve siyasi çıkışlar ve davranışlar olarak kabul edelim…

Siz değerli okurlarda hatırlarsınız ki, geçtiğimiz yılın haziran ayında Sayın Bahçeli  tarafından gündeme getirildiğinde, Sayın Tayip Erdoğan  bu durum karşısında öfke nöbetlerine kapılmış, meydanlarda adeta kendini kaybederek, böylesi iddiada bulunanları ŞEREFSİZLİKLE ve ALÇAKLIKLA itham etmişti…

Peki şimdiki durumda merak ediyorum, kim şerefsizlik ve alçaklıkla itham edilecek?!...

Rezaletler ve bunları yalan yanlış çeşitli mantıklarla savunmak ne yazık ki günümüzün siyasi argümanları oldu…

Ve siyasiler bunları yapabilmek ve altlarında bizzat imzalarının olabilmesi için adeta birbirleriyle yarışır hale geldiler…

İşi öylesine ve akıl almaz şekilde çığırından çıkardılar ki, bu  siyasi manevralara devletin en stratejik kurumlarının başındaki bürokratları da bulaştırmayı başardılar…

Koltuklarda kalabilmek uğruna, hiç tahmin edemeyeceğiniz kurumların başındaki en yetkili kişilerin bile, en cahil vatandaşın yapmaktan imtina edebileceği düşünceleri daha da ileri boyuta taşıyarak bizzat içinde yer almaktan mutluluk duyar hale geldiler…

Bunların sırtlarını sıvazlayan iktidar erkleri, bu stratejik kurumların başına gelebilecek daha sonraki yöneticiler için de izleyecekleri yol haritalarını da böylelikle çizmiş oluyorlar…

Öyle ki bu manevraların sonunda umarım PKK’nın başı olan caninin içerden çıkarılarak siyasi bir partinin başına geçirilmesi için önünü açmazlar…

Daha ileri boyutta çizilebilecek bir yol güzergahına ne dilim varıyor nede kalemim!!!

Neden böyle bir düşünce içerisinde olduğumu sorarsanız, bunca açılımın sonucu böylesine sessiz ve derinden giden siyaset dünyasının, bu gidişle son bulacağı durağın sanırım korkumuz olan sonuç olabileceği kuşkusunu yaşıyorum…

Eğer öyle bir şey olursa, şunu da çok net olarak ve çok iyi biliyorum ki, kimse bunun altından tahmin ettiği gibi, tereyağından kıl çeker gibi sıyrılamayacaktır…

 Türk Milletinin asaletten sustuğunu bazı kesimler yanlış yorumlasalar da ben şahsım adına asaletinden olduğuna çok iyi hissediyorum ve bu asaletin neler yapabileceğini  çok iyi biliyorum…

Çünkü Türk tarihi hiçbir rezalete izin vermemiştir…

Böylesi bir rezalete mi izin verecek?!...