İmdat Aslan

Altında şehitlerimizin yattığı bu kutsal topraklarda her şeyin sıradan hakine geleceğini düşünürdüm ama PKK ile vatandaşın oyları ile işbaşına gelen hükümetlerin ya da eski ve yeni MİT Müsteşarlarının bizzat görüşebileceğini düşünemezdim…

Ama oldu!!!

Gazete sayfalarına  ve internet sitelerine düşen ses kayıtlarına baktığınızda hayretler içerisinde kalmamak elde değil…

Dedim ya her şeyi sıradanlaştırdılar, vatandaşa normalmiş gibi algılatma telaşına düştüler…

Ve üzülerek söylemeliyim ki, kısmen de başarılı oldular…

Eğer PKK ile iddia edilen kurumlar muhatap anlamında en üst düzeyde bir araya gelerek yabancı bir ülkede yani tarafsız bir sahada görüşmeyi kabul ettilerse, tarihe ve tarihi kurumların hassasiyetlerine nasıl ihanet içinde olduklarını artık siz düşünün…

Her anlamsız görüşmeyi, terörü çözmek adına diyerek; olmayacak, kabul edilmeyecek seviyede yapılan görüşmelere kimsenin kılıf bulmasına gerek yok…

Çünkü bu kılıfa sığacak bir tavır değil…

Devlet dediğimiz argümanı bu şekilde hırpalatmak teröristlerle görüşme seviyesine indirgemek istihbaratın başındaki müsteşar dahi olsa, kimsenin haddine olmamalı…

Devlet memuru demek her şeyi birkaç kişinin oluru ile yerine getiren demek midir?!...

Devlet memurunun da devletin yapısını ve tarihsel gelişimini bilmesi gerekmez mi?!..

PKK’dan önce ASALA terörü nasıl bitirildi, görüşerek mi, temasta bulunarak mı?!...

Farkındaysanız bu görüşmelerden gayet memnun üç kesim var…

NASIL OLUYORSA ÜÇÜDE MEMNUN?!...

Birisi, AKP…

Diğeri, BDP milletvekilleri…

Üçüncüsü de, PKK’lılar ve yandaşları…

Şimdi bu üç kesimin memnun olduğu bir görüşme size garip gelmiyor mu?!...

Baştan beri ucu açık açılım denilenin ne olduğunu artık AÇIKÇA  anlamışızdır…

İnsanları yanlış düşüncelere sevkediyorlar…

Bunları  yerel bir gazetede dahi olsa tarihe not düşmemek benim için İHANET Olurdu…

Sanki terör müzakerelerle son bulacakmış gibi…

Sanki görüşmelerin sonucu barış olacakmış gibi…

İnsanları bu yönde düşünmeye sevkediyorlar…

Oysaki  bunlar tamamen PKK’lıların ve yandaşilarının dilek ve temennileridir…

Ve birileri bunları Türk Milletinin itirazsız kabul etmesini istiyor…

Bu noktada devletine sadık insanların adeta sabrını deniyorlar…

TANJU BEYİ KUTLUYORUM

Bu anlamda CHP Bolu Milletvekili Sayın Tanju Özcan’ı can-ı gönülden kutluyorum…

Milletvekili Sayın  Tanju Özcan, ses kayıtları internete düşen, MİT’le PKK arasında Oslo’da yapıldığı öne sürülen görüşme nedeniyle MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve eski MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş hakkında, ’devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü aleyhinde faaliyette bulunmak, görevi kötüye kullanmak’tan Bolu’da savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Tıpkı kurtuluş savaşında olduğu gibi, Bolu’nun Kuvayi Milliye’nin  yanında olduğunu tesciller gibi…

Sayın  Özcan, "MİT Kanunu çok açık. MİT Kanunu’nun 4’üncü maddesinde MİT yetkililerinin görev tanımı yapılmış. O yasanın hiç bir maddesinde MİT yetkililerinin yasa dışı terör örgütü yetkilileriyle oturup müzakere edeceklerine yönelik tek bir madde yok. Devletin bütün kanunlarında MİT yetkililerinin yaptıkları suçtur.” Diyor…

Ben hukukçu değilim, o yüzden yapılanlar suç mu değil mi Sayın Özcan kadar bilemem fakat bildiğim Türk Milletinin bunları hak etmediği, boynunda Yahudi Üstün Cesaret Ödülü taşıyanların ve onun emir kullarının bir koltuk uğruna şehitlerimizin kemiklerinin sızlattıkları…