İmdat Aslan

 Sermaye denilince genellikle iki farklı olay gelir insanların aklına…

Birisi maddi sermaye…

Diğeri manevi sermaye…

Maddi sermaye denilince de daha farklı iki şey gelir insanların aklına;

Birisi, istihdam yaratmak için gerekli olan kapital …

Diğeri ise, insan tacirlerinin üzerlerinden para kazandıkları kadınlardan oluşturulan fuhuş pazarı…

MANEVİ SERMAYE ise bambaşkadır, bunların hiç birisine benzemez…

Sadece konunun anlaşılabilmesi açısından ve olayları daha iyi irdeleyebilmek adına bu yazıda kısaca üzerinde durmamız gerekiyor…

Zaten manevi sermayeyi biriktirmek için çabalayan ve onu kendisine rehber edinenlerin sayısı azaldığı için maddi sermaye Bolu’ya akın etmeye başladı…

Sonra,her babayiğidinde harcı da değildir hani manevi sermayeyi hem günümüz şartlarında biriktirmek ve yeri zamanı gelince manevi yatırıma yönlendirmek…

Sağ olsunlar telsizleri dert görüpte susmasın, maddi sermayenin bir ayağı olan, fuhuş kategorisinde yapmaya çalışanları emniyet kuvvetlerimiz bir vesile ile yasaların kendilerine verdiği yetkiler ölçüsünde canlarına od tıkıyorlar…

Bunda şimdilik sorun yok…

Ama diğer kapital bazlı devasa ölçekli yabancı sermayelerin Bolu’ya girmesinde ve değerlendirilmesinde maşallah kimsenin kılı kıpırdamıyor!!!

Sermaye sahibi global terziler her devasa sermayeye insanları inandıracak formatta bir kılıf dikiyorlar!!!

Vatandaş sadece,” hoş geldiniz!” diyerek biat ediyorlar…

Hadi kendi halinde olan sıradan vatandaşın yapabileceği bir şey yok biliyorum fakat ya okumuş, aydın ve her şeyi bildiği iddiasındaki taifeye ne dersiniz?!...

Onların bu devasa sermayelerden ürkmemelerini, korkmamasını nasıl açıklarsınız?!...

BENCE İKİ ŞEKİLDE…

Birincisi, bu ağabeylerde bu yabancı sermayelerin bir tarafından çaktırmadan içindeler…

İkincisi, bal tutan parmakların görünmeyen sahiplerinden bazı parmak sahipleri bu ağabeyler!!!

SERMAYENİN GELİŞ KRONOLOJİSİ…

İsterseniz Bolu’ya yabancı sermayenin geliş kronolojisine bir göz atalım…

* Bolu’ya önce, üzeri örtülü Yahudi sermayesi geldi…

* Sonra Organize sanayi taraflarına Fransız sermayesi…

* Onu, bağışa dayalı olan  ve sözde bağışlandığı söylenilen Amerika sermayesi izledi…

* Daha sonra Amerika, Türkiye’deki küçük Amerika ortak sermayesi ile Boludağına kondu…

* Onu İngiliz sermayesi takip ederek Şehirlerarası Terminalin yanı başına radyan temelini attı…

* Sıra da ise, Alman sermayesi var…

 O da kendisine yer bulabilmek için yetkili yetkisiz aracılar vasıtası ile 4 koldan girişimlerini sürdürüyor…

Ne düşünüyorsunuz bilemiyorum bu resimler karşısında…
Hani derler ya, “İnsanın kalbi bu yumruk kadardır.” Bunun içinde MANEVİ SERMAYE muhabbetinin olması kesinlikle lazım…

Bolu’da yanan ticari ışıklara bakarak hep birlikte düşünelim isterseniz…

Bu son ışıklarda sönerse Bolu’nun ticari hayatına  kimler hükmedecek merak ediyorum doğrusu…

Çünkü,“Aynı anda hem ibrik ile abdest alıp, hem de çanı suskun kiliseye doğru el açanlar varda!!!”