İmdat Aslan

Geçtiğimiz hafta pazar günü misafirlerim vardı Konya’dan…

Konyalılar Platformu Yönetim Kurulu üyelerinden bazıları…

Ankara’da İstanbul’a geçerken uğradılar…

Önce birlikte bir yemek yedik, daha sonra  Konya belediyesinde çalışan üst düzey bir ağabeyimin ısrarı ile Bolu’yu gezmek istediler…

Yazılarımı takip ettiklerinden dolayı belediye ile ilgili yazdıklarımın ne kadar gerçeğe yakın olup olmadığını sınamak istediler sanırım…

Çünkü daha sonra anladım ki  yazılan yerleri hakikaten merak etmişler…

 O yüzden de eserleri yerinde görmek istemişler…

Çevre yolları başta olmak üzere Bolu’da ki alt ve üst geçitleri gösterdim…

Atatürk Orman Parkının yanında durduk. Uzun, uzun çevre düzenlemesine baktılar…

Burasını beğendiler ve kendilerince suni göl ve aile restoranları gibi, ek ilaveler yaparak daha işlevsel hale getirdiler…

Daha sonra Cici taksi alt geçidinden geçerken burasının eskiden kalan  atıl bir alt geçit olabileceğini kendi aralarında konuştuklarında! yanıldıklarını, burasının Bolunun kent merkezinde en son yapılan alt geçidi olduğunu ve belediye başkanımızca da gurur duyularak söz edildiğini söylediğimde ise şaşırdılar!!!

“Öyle şey olur mu?!” dediler…

“Buna alt geçit denilmez denilse, denilse yapılmak ile yapılmamak arasında bocalayan yer üstü tüneli denilir!” dediler!!!

BOLUNUN ALT YAPISININ DURUMU…

Sonra Bolunun alt yapısının durumunu sordular…

Başkanın bir şeyler yaptığını ve devamlı suretle yeraltına yapılan yatırımların vatandaş tarafından görülmediği için taktir edilmediğini söylediğimde ise sanki SÖZ BİRLİĞİ ETMİŞLERCESİNE hep birlikte güldüler!!!

Önce neye güldüklerini anlamadım…

Daha sonra belediye konusunda tecrübeli olan ağabeyim gülerek;”Yer üstünde görünen alt geçidi eğer böyle yaptılarsa, yanarım görünmeyen alt yapının haline! Allah bilir görünmeyen alt  yapıyı nasıl yapıyorlardır?!...”

Hiç işin bu yönünü düşünmemiştim…

Doğru ya…

Eğer Sayın başkan gözümüzün gördüğü ve estetik gerektiren işleri bu şekilde yaptığına ve rahatsızlık duymadığına göre, göremediğimiz alt yapının hali nicedir artık siz düşünün!!!

Daha sonra yola çıkmadan önce misafirlerime son bir kahve ikram etmek  için D 100 üzerindeki Gökdemirler’e girdik…

Kahvelerin siparişini verirken gözüm o anda Köroğlu televizyonunda 11.30 haberlerinde Sayın belediye başkanı mahalle muhtarlarını masanın etrafına toplamış konuşuyordu…

Muhtarlarda bir taraftan önlerindeki tabaklara kaşık sallarken diğer taraftan da başkanı dinler gibi yapıyorlardı!!!

Protokol konusunda tecrübeli olan misafirlerimden birisinin dikkatini burada da önemli bir ayrıntı çekti…

“Hep sizin başkan konuşuyor muhtarlar sadece dinliyor!!!”dedi…

Bende kendisine şöyle dedim,”Ağabey, muhtarlar konuşsalar bile Sayın başkan şimdiye kadar kimi dinlemiş ki muhtarları dinlesin. O yüzden muhtarlarda bunun bildiği için konuşamıyorlar, ağız tadı ile bir şey de yemiyorlar, sadece toplantı boyunca tabaklarla meşgul oluyorlar!!!”

Başka bir habere geçildiğinde belediyedeki ağabeyim dayanamadı;”İmdat kardeşim böylesi toplantılarda başkanın yerine oraya davet edilenler konuşsalar bu toplantılar amacına ulaşır değilse yemeğini yiyen, üzerine suyunu içer ve gider!!!

Biz buna protokol dilinde “fatura bazlı destek toplantıları!” deriz diye  ince bir mesaj vermeyi de ihmal etmedi !!!

Her zaman doğruyu söyleyebilenlere saygı duymuşumdur…

Saygı duyuyorum sana belediyeci ağabeyim…

“Faturasız danışmanlık ve aydınlatma!” diye de, sanırım sizin gibi samimi insanların yaptığı aydınlatmalara denir!!!

Yer altında yapılanların faturalarının mahiyetini göremesek bile…