İmdat Aslan

Sayın başkan; Size kendimi tanıtmaya çalışmayacağım zaten ne kadar tanıtmaya çalışırsam çalışayım

 siz yine önyargılarınızla hareket ederek, tanımak istediğiniz şekilde;" Kırmızı düşman kuvvetler!"

olarak tanıyacaksınız…

Aslında yazacaklarımı yüz yüze konuşmak isterdim fakat malumunuz  insanlarla dalga geçer gibi, dinlemeden

 sadece saçıyla, başıyla, yaşıyla uğraştığınız ve konuları bilerek ve isteyerek dağıtma üslubunuzu bildiğim için, 

 nahoş sonuçlar doğurmaması ve zaten gergin olan Bolu kamuoyunu basın yoluyla daha fazla germemek için,

 yazarlılık sorumluluğunun gereği olarak kamuoyu önünde AÇIK şekilde,  önemli gördüğümbazı konuların altını 

 bir kez daha çizmenin bugünlerde ve sonraki günler için gerekli olduğuna inanıyorum…

Sizde yakın zamanda tanık olacaksınız ki değişmez olan kanun bir kez daha yürürlüğe girecek,

“İnsanların kendilerini en kudretli  hissettikleri zamanlarda en büyük hataları yaparlar!”sözüne sizde maruz kalacaksınız…

Zaten farkındaysanız bunun ayak sesleri yavaş, yavaş duyulmaya başlandı!!!

Tarihte yöneticilik yapan hemen her makam sahibi için bu husus defaten sabittir…

 Ancak Sayın başkan şu atasözlerini de hiç unutmayın! “Böbürlenme padişahım, senden büyük Allah var”

 “Keskin sirke küpüne zarar verir!”

Sinirlerinize hâkim olun! Bağırıp çağırıp gereksiz yerlerde ve mekânlarda kötü konuşmayın.

İnsan kalbi özelliklede size oy veren seçmenlerin kalbi sırça gibidir….

 Kırdığınızda tamiri imkânsızdır.Belki bu üslup size normal geliyordur fakat çok ağır konuşuyorsunuz…

Sizinle ve belediye ile işi olan vatandaşa, basına, sivil toplum örgütlerinin başkanlarınayönetimlerine,

 üniversitedeki hocalara değer verin, onlarla görüşün, onlarında fikirlerini alın! Onlar da bu memleketin

 çocukları, onlarda tıpkı sizin gibi Bolu’da nefes alarak ömür tüketiyorlar…!!!

Onların fikirleri, görüşleri,bilgileri, tavsiyeleri etrafınızdaki çok kişiden daha değerli olabilir…

 Her güçlü kişinin etrafının “evet efendimciler“, “dalkavuklar” tarafından sarılmış olduğunu bilmeniz lazım….

Etrafınızdakilere baktığınızda çoğunluğu gerekli gereksiz her şeyi size soruyorlar, siz böyle istiyorsunuz,

insanlara yetki devri vermiyorsunuz. Bu profesyonel yöneticiliğe aykırı bir tavırdır…

Her şeyi hiç kimse bilemeyeceği gibi siz de bilemezsiniz…

Çok şeyi bilmediğinizi bilin artık!!!

Bilmediklerinizi açıkça söyleyin. Her hususta ayaküstü fikir beyan etmeyin, insanlarla didişmeyin

ilgilileriyle danışın, öğrenin…

Devamlı surette seçildiğiniz günden beri  monolog yapıyorsunuz…

 Diyalog yapmaya çalışın! Sadece sizin gibi düşünenleri işlerin başına getirmeyin! Bugün Bolu kamuoyu ne yazık ki

belediyede bir çok  işin  bilmeyenler tarafından yönetildiğine tanık oluyor…

 Kadrolaşmayın! Sadece sempatizanlarınızı veya öyle görünenleri kadrolara yerleştirmeyin. “Hayır!Yapmıyorum!”

deyip kestirip atmayın.

Ben de Bolu’da yaşıyorum, kimin ne şekilde hangi yolla işbaşına getirildiğini biliyorum…

Duyuyor, kontrol ediyor ve görüyorum…

Unutmayınız ki kapasitesiz, bilgisiz samimi olmayan insanlar önce Bolu’ya, sonra size zarar verir… 
 

Diktatörleşmeyin !  Başkan yardımcılarınıza daire müdürlerinize dahi beyanat vermeyi yasaklamayın .

Basın kuruluşlarıyla, aydın insanlarla, Bolu için sözü olanlarla bizden değil diyerek inatlaşmayın…

 Bir hadis-i şerif diyor ki: “Cenab-ı Hak sevdiği yöneticilerin yanına açık sözlü danışmanlar nasip eder,

sevmediklerine de dalkavuklar musallat eder.” 

Gençliğinize damga vuran ve sıklıkla kendisinden bahsettiğiniz Necip Fazıl Kısakürek’in ve büyük

 Türk düşünürü Edebali’nin  öğütlerini bir kez daha okumanızı sonrasında arkanıza yaslanarak içtenlikle düşünmenizi tavsiye ediyorum…

Eğer biz gazeteciler kamuoyu adına görev yaptığımız iddiasındaysak bunları Bolu kamuoyu adına şahsınıza

açık mektup olarak duyurmam gerekiyordu…

Çünkü yanınıza dost gibi gelenlerin, etrafınızda fır dönenlerin yalanlarıyla size tahsis ettikleri

sırça köşk çatlamaya başladı. ..

Benim gibi düşünenleri "Kırmızı düşman kuvvetleri!"olarak görsen bile söylemedin, yazmadın deme başkan…