İmdat Aslan

AKP’li dostların açıklamalarına ve yazdıklarına baktığımda, şaşırıyorum…

Sanki eski sosyalistler kabuk değiştirmişte, AKP’li olarak ortaya çıkmışlar gibi!!!

O muhafazakar düşüncenin yerini öyle düşünceler almış ki, sanki dersiniz ki 12 Eylül 80’deki sosyalistler yeniden piyasaya çıkmış!!!

Adam camiden çıkıyor, birden bireysel hak ve özgürlük istiyor!!!

Hangi bireysel haktan mahrum, onu da söylemiyor!!!

Varsa yoksa bireysel özgürlük!!!

Arkasından hakların özgürlüğü!!!

Bu jargonu sanıyorum bir yerlerden duymuşunuzdur…

Bu söylev, bir çelişki ve samimiyetsizlik söylevi değil mi?!...

Düşünüyorum bir an…

Şahsen bireysel özgürlüğün en son noktası olan bir düşünce içinde olsam ne yaparım?!.. 

Herhalde, bireysel ve özgür olarak düşünürüm…

Düşündüklerimi de hayata geçiririm…

Peki şimdi engel ne?!...

Tabiatıyla bu soruyu şahsım olarak kendime soruyorum ve düşünüyorum…

Şu ana kadar hiç kimsede bana, neyi, nasıl düşüneceğim konusunda baskıda yapmadı/yapamadı da…

Çünkü bireysel düşüncelerim ve  ifade özgürlüğüm mevcut yasalarla güvence altına alınmış…

Şu an benim yazacaklarımı ve düşüncelerimi engelleyen bir tek kanun maddesi yok…

Çünkü bölücü düşünmüyorum…

Çünkü üniter devlet yapısını yıkmayı düşünmüyorum…

Çünkü Türkiye Cumhuriyetini yıkmayı ve değiştirmeyi düşünmüyorum…

Çünkü TSK’yı lav edip Türk Ordusunu Soros’un düşündüğü gibi, ihracat ürünü haline getirmeyi düşünmüyorum…

Çünkü Türk bayrağından başka bir bayrağın bu topraklar üzerinde dalgalanmasını düşünmüyorum…

Çünkü dinimi, dilimi ve milliyetimi ve bunların isimlerini değiştirmeyi düşünmüyorum…

Çünkü polisi daha rahat taşlamayı, askere mayın tuzağı kurmayı düşünmüyorum…

Çünkü devleti yıkmak için iç savaş provaları yapmayı düşünmüyorum…

Çünkü ibadetimi iktidar siyasetçisine biat eden; hacıların, hocaların, şeyhlerin çizdiği örümcek ağlarının içinde yapmayı düşünmüyorum…

Çünkü Yüce divanda yargılanacağım korkusuyla, Ecnebinin, Yahudi’nin, Hıristiyan’ın beni koruyup kollamasını düşünmüyorum…

Çünkü bölücülükten ve halkı galeyana getirmekten yargılanan ve kapanan partilerin tekrar siyaset sahnesinde “demokrasinin gereği !”denilerek yer almalarını düşünmüyorum…

O yüzden de aklımın almadığı ve düşündüğüm bir şey var;

Yukarıda alt alta sıralamaya çalıştığım tespitlerden demokratik hak! olarak görülen ve dillendirilen, dahası bütün bunları düşünmek ve hayata geçirmenin neresi bireysel hak ve demokratik özgürlük Allah’ınızı severseniz?!...

Cumhuriyeti yıkma hakkı bireysel hak mı dır?!...

Polisi taşlamak, askere tuzak kurmak ve şehit etmek bireysel hak mı dır?!...

İç savaş provalarına taviz verecek yasaları anayasaya koymak bireysel hak mı dır ?!...

Bunlara EVET diyeniniz varsa, o arkadaşa ve okura diyecek ve yazacak başka bir şeyim olamaz…

Yaratandan kendisi için HAYIR dilemekten başka!!!