İmdat Aslan

Bolu’da ne kadar TAYAD sever varmışta haberimiz yokmuş!!!

Maşallah oturdukları yerden, gazetelerin mesaj defterlerinden  sallıyorlar!!!

 Madem ki bu kadar TAYAD sevgisiyle yanıp tutuşuyordunuz da!, o gün gelseydiniz ya TAYADLI kardeşlerinizin yanına…

 Onları şöyle delikanlılar gibi alkışlasaydınız ve kardeşlerinize destek olsaydınız ya!!!

Onlarda; “Bolu’da bizleri seven, bizler gibi düşünen delikanlı kardeşlerimiz varmış!” diye sevinirlerdi…

Ama yapamadınız değil mi?!...

Yemedi!!!

Hava sıcaktı ve sizler terliydiniz…

 Sahte isimlerle gazetelerin mesaj defteri delikanlıları olmak işin kolay tarafı…

Yani, tırışkadan name okuyarak, demokratlık ve özgürlükçülük! taslamayla egonuzu tatmin ediyorsunuz…

 * Neymiş, Bolu’ya bu saldırı yakışmamış!!!

* Neymiş, Boluluları bu gençler mi temsil edecekmiş!!!

* Neymiş, yürümek TAYADlılarında hakkıymış!!!

* Neymiş, Şehitler üzerinden siyaset yapmamak lazımmış!!!

* Neymiş, her önüne gelen kendisine göre vazife çıkarmamalıymış!!!

* Neymiş, üç beş akılsız ve kendini bilmez neden ortaya çıkarmış!!!

* Neymiş, yaşlı başlı insanlara saldırılırmıymış!!!

* Neymiş, saldıranların hukuken yargılanması gerekirmiş ama serbest bırakılmışlar!!!

 * N……….!!! Gibi bir yığın laf molozunu …

 Olayların içyüzünü bilmeden, anlamadan sallamak böyle bir şey olmalı…

TAYADlılar bu yürüyüş ile ilgili olarak yetkili mercilerden izin alırken, SESSİZ YÜRÜYÜŞ yapacağız diye izin aldılar…

 Yani, kısaca yol güzergahı boyunca SESSİZ yürüyeceklerdi…

İznin veriliş şekli bu kurallara uyulduğu sürece geçerliydi…

Üstelik yürüyüş güzergahında hukuka aykırı bir şey olduğunda yada TAYADlılar mağdur edildiklerinde bunların hukuki haklarını savunmak için yanlarında avukatları da vardı…

Eğer ki birkaç mesaj defteri delikanlısının yazdıkları gibi eğer ki TAYADlılara Bolu’da iddia edildiği gibi saldırılmış olsaydı ya da hakları engellenmiş olsaydı Bolu Adliyesinin yolunu o avukat gazetelerin mesaj defterlerinde sahte isimlerle saçmalayanlardan daha önce bulurdu…

Ve sözde saldıranlardan da davacı olurdu…

 Ama kazın ayağı o yazılanlar gibi olmadığı için TAYADlıların avukatıda böyle bir hakkı kendisinde göremedi…

 Bakıyorum da TAYADllıların avukatının yapmadığını, sözde Bolu’luyum diye gazetelerin mesaj defterlerine sahte isimlerle mesaj atanlar yapıyor…

Ne diyelim Allah bildiği gibi yapsın sizleri…

Eğer ki yürüyüş izni SESSİZ yürüyüş olarak alındı ise (ki öyle),  yol boyunca aslında TAYADlılar suç işlemişlerdir…

 Çünkü Düzce’de yaptıkları provakatörlüğün sonucu, mecburen bir gece Düzce’de kalmak zorunda kalmışlar…

Kaynaşlı’da yine vatandaşları tahrik ettiklerinden dolayı sıkışmışlar ve İstanbul’dan yardım istemişler ve gece yarısı minibüslerle kendilerine genç provakatörler yardıma gelmiş, ancak kolluk kuvvetleri tarafından bunlar olay mahallinden uzaklaştırılmışlardır…

 Yürüyüş iznini alanlarda, asker eşliğinde ancak Boludağını çıkabilmişler…

 Ve Bolu’da daha fazla bu şekilde yürüyemeyeceklerini akılları kesince de, tahriklerini sözlü sinkaf olarak, ellerindeki cisimlerle ve yaptıkları zafer işaretleriyle ayyuka çıkararak tescillemişlerdir…

 Bir dahaki sefere Bolulu gençleri mesajlarınızla tahrik edeceğinize ve yalandan mesaj delikanlılığı yapacağınıza, TAYADlı kardeşlerinizle haberleşin de, Bolu’dan geçerken yol buyunca dizilin ve yüreğiniz yetiyorsa onları alkışlayın…

 Bolu’lular da siz özgürlükçüleri, demokratları ve halkların kardeşliği masalcılarını yakınen tanıma fırsatı bulsun…

Ve işte TAYADSEVERLER KULÜBÜNÜN delikanlı üyeleri desinler…