İmdat Aslan

Farkındasınızdır, son günlerde yerel basınımıza yine bir şeyler oldu…

Bolu kamuoyunun yerel basından beklentilerinin bir çoğu güme gidiyor…

Sanıyorum seçim ve korku sendromu olsa gerek!!!

Bolu kamuoyunun yerel basın hakkında kapı aralarında, saçak altlarında konuştuklarını Bolu yerel basınına yakıştıramıyorum…

İnanın üzülüyorum…

Adeta bazı haberlere bilerek ve isteyerek karartma yapılıyor!!!

Sanki birilerinin birilerine diyet borcu var…

Örneğin, vatandaş önüme geçiyor, soruyor;”İmdat Bey, madem Ticaret Odasındaki meydan ile ilgili toplantıya katıldınız, sizi televizyonda gördük, insan birkaç kelime laf etmez mi?!...

Meydan ile ilgili hiç mi söyleyeceğiniz bir şeyiniz yoktu?!...

Sizi de mi kafaya aldılar!!!

Söyleyecek söz bulamıyorum…

Hadi desem ki bu soruyu soran  bir iki kişi, dert değil…

İnanın onlarca tanıdık, dost, komşu ve beni takip eden okurlar söz birliği etmişçesine aynı soruyu sordu…

Oysaki ben o toplantıya katılmış ve hükümet meydanı projesinde Bolu kamuoyunu ve Bolu esnafını ilgilendiren ve adeta göz ardı eden proje ile ilgili soruyu belediye başkanı Sayın Alaaddin Yılmaz’a ve muhataplarına yani, projeleri çizenlere ve sunanlara sormuştum…

Hatta soruma, Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Sayın Ahmet Yoltaş’da bana destek vererek, bu projenin İzzet Baysal Caddesindeki esnafları zor durumda bırakabileceğini dile getirmişti…

Ama bu ve diğer soruların ve proje ile ilgili eleştirilerin bir çoğu kameralardan Bolu halkına yansımadı…

Elbette ki, vardır bir hikmeti!!!

Merak etmeyin fazla sürmez, çıkar yakında…

Vatandaş soruyor,” İmdat Bey Kızılay şubesinde neler oluyor?!...

Kurumun bilgisayarına kimler, ne yapmış?!...

Bilgisayara neden Savcılık el koymuş, kurum personeli neden apar topar işten çıkartılmış, kim hangi programı bilgisayara atmış, hangi virüsü bulaştırmış?!...”

Vatandaş soruyor;”İmdat Bey, belediye yukarı çarşıda peyzaj işini hangi gazete patronuna vermiş, gazeteci peyzaj işinden  anlar mı?!...”

Vatandaş soruyor;”İmdat Bey, bir kurum 25 bin liradan çıkarttığı kiracısının yerine başka bir kiracıya kurumun mülkünü nasıl 9 bin liraya kadar indirerek! verebiliyor, Allah aşkına bir araştırın nedir bunlar, neler var bunların altında?!...”

Vatandaş soruyor;”İmdat Bey, milletvekillerinden sadece bir tanesinin arkasında kamera geziyor, neden diğer milletvekillerini basından izleyemiyoruz?!...”

Vatandaş soruyor;” Bir avukat sadece bir kurum avukatlığı yaparak 500 milyon lira parayı bir iktidar döneminde kazanabilir mi, kurum neden avukatına bunca lira  prim desteği verir?!...”

Vatandaş soruyor;”İmdat Bey, görmezden gelerek, duymayarak, yazmayarak para kazanılabilir mi?!...”

Bakalım kimler bu yazı üzerine telefon edecek?!...

Ya da gördüğünde;”İmdat Bey, geçen gün bir yazı yazmışsınız, neydi tam hatırlamıyorum ama! aslında o yazıyı bana sorduktan sonra yazsaydınız!ben size doğrusunu söylerdim!!!”diyecek…

Gelelim en baştaki soruma…

Basın ne için var Allah aşkına?!...

Önceleri yazmak içindi…

Fakat son zamanlarda sanıyorum; yazmamak, çekmemek ve yayınlamamak için var….