İmdat Aslan

Geçtiğimiz hafta Bolu dışından misafirlerim vardı…

Bir kısmı hısım akraba…

Bir kısmı da, geçiyorduk uğradık cinsinden misafirler…

Her iki gurupla ayrı, ayrı ilgilenmek zorunda kaldım…

Uzun süreden beri vakitsizlikten gidemediğim yerlere gitme ve yeni hallerini görme şansım oldu…

Bir kez daha yakinen tanıdık oldum ki, kim ne dersin desin Bolu yerinde sayıyor…

Hatta saymıyor!adeta yerinde duruyor!!!

Belki de geri gidiyor…

Ufak tefek işlerin büyüteç mantığı ile kamuoyuna aktarılması dışında Bolu’da değişen ve yenilenen bir şey yok…

Bakmayın siz ilgililerin ve yetkililerin söylemlerine…

Bolu’da nereyi merak ediyorsanız gidin kendi gözlerinizle bizzat kendiniz görün…

 Bolu’da mantolama işinden sonra dıştan cilalanan apartmanların görselliğinden başka ne değişmiş?!...

Bolu’da gözle görülür bir inşaat yapıldığına tanık oluyorsunuz…

Bütün inşaatları yapanda üç beş bilindik iktidar yandaşı  müteahhit…

Ne insanların hoşuna gidecek yeni bir inşaat mimarisi hakim, ne de yeni kentleşmeye açılmış alanlar…

Yine bildik şekilde mahalle aralarında tek yada iki katlı olan binalar yerlerini rantiyel anlayışın sonucu olan 5 ya da 6 kat binalara terk etmek zorunda kalmış…

Canım, güzelim Bahçelievler mahallesinde bile bahçeli bir tek ev kalmamış…

Sadece bahçe sözü hafızalarda ve anılarda kalmış…

Kentsel dönüşümün mantalitesinde belli bir plan ve proje ile yapılması gereken binalar ve değişmesi gelen mahalleler, belli insanların aklına gelenin geldiği şekliyle yaptıkları beton yığınına çevirmiş yeşil denilen fakat yeşili kalmamış Bolu’yu… 

Gidin bakın ve kendi gözlerinizle görün, Bolu’da hiçbir inşaat çevresinde ne güvenlik duvarı var, ne de güvenlik çemberi…

Oysa ki bir çok modern ilde  inşaat yapılırken dışarıdan güvenlik filesi ile korunur ve onun üzerine de çevreye ses ve gürültü vermemesi için inşaat bitene kadar kalın hasırlarla kapatılır…

Bolu’da şimdiye kadar böyle bir inşaat göreniniz var mı?!...

Hiç sanmıyorum, çünkü böyle bir inşaat alanı yok…

Bolu’da bu modern ve basit tekniği inşaat yapanlara diretecek dirayet yok…

Bolu’daki hakim dirayet, , koca inşaatları görmeyen fakat kafalarını birkaç yazar çizere takan ne yazık ki yazılanları bile algılamaktan yoksun bir  mantık olarak gözümüze çarpıyor…

Küçük bir torba çöp poşeti için mahiyetindeki belediye görevlilerine altlarındaki kiralık araçlarla hafiyelik yaptıran, resim çektiren belediye yetkilileri  koca, koca devasa inşaatların yanından geçerken ne yazık ki bir kente yakışmayan  nahoşluk göremiyorlar!!!

Misafirlerden bir gurup Bolu’yu böylesine harap ve bitap düşünmediklerini, eskiden Bolu’nun daha anlamlı bir güzelliğinin olduğunu söylediler…

Bolu’nun her iki girişini kimse beğenmedi..

Hatta çağdaş bir kentin girişi gibi olmadığı fikrinde hemfikir oldular…

Kent meydanı hakkında söylediklerini zaten yazmıyorum, yazamıyorum…

Çünkü yazılacak gibi değil!!!

Bip!Bip!Bip! Bip!!!