İmdat Aslan

TÜRK OCAKLARI BOLU ŞÜBESİNİN GECESİ…

Sanıyorum ki son günlerde Bolu’da düzenlenen, aynı duyguların hissedildiği en düzenli kalabalığın olduğu geceydi…

Her şey yerli yerindeydi…

Masaların üzerindeki ay yıldızlı bayraklar, salona girildiğinde göze çarpan ilk ayrıntılardı…

Karşıdaki sahnenin her iki yanına şişirilen devasa balonların üzerinde de geceyle bütünleşen ay yıldız vardı…

Sanki gökyüzünde birbiriyle hem hal olmuş ay ve yıldızlar misali, salona girenlerde adeta kendilerini birer yıldız, zihinlerdeki kardeşlik, birlik ve beraberlik duygularını da ay olarak düşünmeleri için, gerekli salon iklimi oluşturulmuştu…

Öyle olduğu salondaki misafirler tarafından program başladığında daha net olarak anlaşıldı…

Sahnedeki slayt görüntüleri Türk’ün tarihteki ilk nal seslerinden başlayıp, Atatürk’e kadar uzanan bir onurun, bir gururun sanki günümüzdeki özlemi gibiydi…

Türk Ocakları Bolu Şubesi Başkanı Dr. Sayın Murat Yapıcı’nın rahmetli İzzet Baysal’ı anarak konuşmasına başlaması, daha sonra Türk büyüklerinin adını sıraladığı ve en sonunda Atatürk ve silah arkadaşlarını ve şehitlerimizi andığı konuşmasının heyecanı, salonda hüküm süren Türklük gururunu adeta şahlandırdı…

Yaklaşık olarak 400 kişinin davetli olarak katıldığı, 200 kişinin de  salonda bulunan misafirlerin telefonlarıyla daha sonra salona seyirci olarak daveti sonucu geldiği Türk Ocakları gecesinde,”eskimeyen başkanlar olarak” lanse edilen eski Türk Ocağı Başkanlarına da birer plaket verildi…

Plaketlerini almak için eski başkanların yurdun çeşitli bölgelerinden geceye gelmeleri de ayrıca taktir edilecek incelik olarak düşünülmesi gereken bir ayrıntıydı…

Türk Ocaklarının yemeğinde en dikkat çeken nokta, halktan her kesimden insanların bu gecede bir araya gelmesi ve aynı duyguları teneffüs etmesi ve bunun sonucu, bu duyguları dile getirdikleri cümlelerindeki netlikti…

Bir başka güzellik ise, yaşlısı genci, kadını erkeği, işadamı işçisi, zengini fakiri aynı masalarda bir araya gelmesi, protokol diye adlandırılan, adeta insanları farklı masalara ayıran ve sonucunda farklı düşüncelere götüren, şekilci bir resmin bu gecenin karelerine yansımayışıydı…

Programın ortalarında, yurdumuzun dört bir yanının o güzel ezgilerini Armelit Halk Dansları Topluluğu tarafından,Orhan Hoca ve Samet Hoca eşliğinde salondaki misafirlere aksettirilmesi ve bunun Anadolu kokan figürlerle el ele, dil dile ortaklaşa paylaşımı ise ayrı bir güzellikti…

Elbette ki böylesi bir programı hazırlayan Türk Ocakları Yönetim Kurulu Başkanı ve yönetim kurulu üyelerine, Aykut Karagüzel Hoca gibi bir üstat tarafından sunulmasının şanslılığına programa katılan davetlilerin ve misafirlerinin samimiyetine teşekkür etmeden bu yazı bitmemeli diye düşünüyorum…

Böylesi organizasyonlarla insanların birlik ve beraberliğini sağlayan ve bu organizasyonda hizmeti geçen herkese saygı ve sevgilerimi sunuyorum…

Size yakışanı yaptınız…

İnşallah yaptıklarınızın devamı aynı şekilde ve aynı birliktelikte gelir…

Türklük güzergahınız…

“Ne Mutlu Türküm Diyene” yolunuz açık olsun…