İmdat Aslan

Somunu düşünerek değil elbet…

Sonunu düşünerek de değil…

Ödenecek faturaları düşünerek değil…

Ödenmezse diyerek hiç değil…

Yalakalık yaparak değil…

Arkadaşını satarak da değil…

Takiyye yaparak değil…

Başkalarını gammazlayarak hiç değil…

Bir listeye girmek için değil…

Bunun için saldırarak ta değil…

Sırtının sıvazlanması için değil…

Aferin denmesi için hiç değil…

Cebinin hesabını yaparak değil…

K…çının hesabını yaparak hiç değil…

Protokolde yer bulabilmek için değil…

En önde oturmak için hiç değil…

Makam araçlarında gezmek için değil…

Yemek içmek için hiç değil…

Bahçelerde mangal yapmak için değil…

Bira, rakı içmek ve çerez ezmek için hiç değil…

Etiket olsun, nefisler okşansın diye değil…

Adam yerine konmak için hiç değil…

Dolayısıyla basını işine gelmedi diye, basını  tapulu  malı gibi kullanamadı diye, basını her istediğinde elinin altında durduramadı diye sağda solda konuşanların daha dikkatli davranmaları gerekir…

Dolaylısıyla üslubu düzgün olmayan  sarf ettikleri sözlere de…

Kırıcı olmak, karşısındaki kişiye ince, ince hakaret etmek işin en kolayı…

Bunun sırrını basın mensupları kadarda kimse bilemez…

Ama ana düşünce bu olmamalı…

Son zamanlarda Bolu’da, yine basın mensupları üzerinde muazzam bir baskı iklimi yaratılmak isteniliyor…

Bir açıklamayı aynı kurumda olan ve neredeyse peş peşe yapmayan kalmıyor…

Amaç nedir?!...

Ne yapılmaya çalışılıyor?!...

Sizlerin Bolu’da yapacak başka işi gücü yok mu?!..

Sizlerin yapacağı onca yarım kalmış iş ellerinizden öpmeyi bekliyor!!!

Dilinizi çalıştıracağınıza elinizi, çalıştırsanız ya…

Ama siz akıntıya kürek çekmekle meşgulsünüz…

Yılgınlığınız, bıkkınlığınız her halinizden belli!!!

Bozuk plak gibi aylardır hep aynı şeyleri söyleyerek vakit geçiriyorsunuz…

Ve bunlara basın mensuplarının gözlerini kapamasını…

Kulaklarını tıkamasını istiyorsunuz…

Hiç düşündünüz mü basın mensupları ellerini taşın altına neden koyar?!...

Düşünmeyeceğinizi biliyorum…

Çünkü siz, işin içinde para ve menfaatiniz olmadığı zamanlarda Bolu’da neyi düşündünüz ki?!...

Var mı bir tek örneği?!...