WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Yusuf Yeşilkaya

Yusuf Yeşilkaya
Yusuf Yeşilkaya
Tüm Yazıları
BİNA BİLİR MİSİN?
9.05.2012

 

            Geçmiş zaman içerisinde medresede öğrenim gören bir delikanlı, Arapçayı iyi öğrenir. Arapçada fiil çatısını konu edinen bina ilmini ise çok çok iyi öğrenir. Hatta bina ilminde o denli iyi bir derece elde eder ki, öğrenci arkadaşları bu konu ile ilgili en zor soruları, müderrislerden önce bu delikanlıya sorarlar. Medreseler arası yarışmalarda temsilen bu delikanlı yarışmacı olur. Verdiği cevaplarla bütün müderrislerin ve öğrencilerin beğenisini kazanır.

            Bina ilmiyle ünlenen delikanlı, medresen mezun olduktan sonra sınavla medreseye müderris olarak atanır. Ve her gördüğüne bina ilminin faziletlerinden bahseder. Hatta işi o denli ileri götürür ki, her gördüğüne önce bina ilmini bilip bilmediğini sorar. Biliyorum derse sınav yapar, bilmiyorum derse hayatı boşa yaşadığını söyler.

Günlerden bir gün, delikanlı bir gemiye biner. Sakalı, sarığı ve cübbesi ile tam bir hoca efendi olmuştur. Gemideki tayfalardan gerekli ilgiyi ve hürmeti görür. Bir süre sonra tayfaları tek tek çağırıp sorar:

—Söyle bakalım tayfa! Bina biliyor musun?

—Hocam, evlerimizin olduğu binaları mı soruyorsun?

—Hayır arkadaş! Arapça bina ilmini soruyorum.

—Bilmiyorum hocam.

—Eyvah, eyvah!

—Hayırdır hocam?

—Gitti ömrünün yarısı. Bina bilmemek ne demek!

Tayfa bozulur, üzülür ama hoca efendiye bir şey söylemez. Denizde yolculuk yaparken epey zaman geçer ve fırtına başlar. Önce yavaş yavaş esen rüzgâr, fırtınaya dönüşür ve tam bir kâbus haline gelir. Kaptan, tayfalara emirler yağdırır. Tayfalar durumu kurtarmak için sürekli koşuşturmaya başlarlar. Tayfalar, heyecanla koşuştururken hoca efendi fırtınadan korkmuş ve bir kenarda bildiği duaları okumaya başlamıştır. O yoğun telâşe içerisinde tayfalardan birinin gözü hoca efendiye ilişir. Heyecanla yanına yaklaşır ve sorar:

—Hoca efendi, hoca efendi! Yüzme biliyor musunuz?

—Hayır bilmiyorum. Ne oldu ki?

—Eyvah, eyvah! Gitti hoca efendi.

—Yahu ne gitti? Söylesene be adam!

—Gitti hoca efendi gitti! Hem de ömrünün yarısı değil tamamı gitti.

Özünü Mevlana’nın Mesnevi’sinden aldığım bu öykü, özellikle sahip olduğu maddi veya manevi değerleri, diğer insanlara karşı bir üstünlük aracı olarak kullananları iğneliyor. Sahip olduğu dünyalık serveti, evi, arabayı diğer insanlara karşı gösteriş olarak kullanmak; bu varlıklar sebebiyle kibirlenmek çok yanlış bir davranıştır. Lakin dirsek çürüterek öğrendiği ilimle insanlara hava atmak, emek vererek öğrendiği ilimle insanları aşağılamak çok daha kötü bir davranıştır. Özellikle sahip olunan ilim; insana kibir değil mütevazılık kazandırmalıdır.

Herkes bir şekilde zengin olabilir. Mal zengini ve ya ilim zengini olmak elbette önemlidir. Asıl önemli olan; bu zenginliği taşıyabilmektir. Mal zengini insanlar, sahip oldukları servetin; zekâtını sadakasını vererek, dürüst ticaret yaparak ve ticaret yoluyla insanlara hizmet ederek bu zenginliği taşımış olurlar. Zenginliği taşıyabilmek budur. İlim zenginleri de sahip oldukları ilmi; diğer insanlara öğreterek, yeni âlimler yetiştirerek ve bu ilmi insanlığın faydasına kullanarak, bilim insanı olma sıfatını taşımış olurlar.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • cafer ercan

    cafer ercan

    10.10.2011 11:39

    Bu kadar mı güzel anlatılır arkadaşlık,dostluk...

Yazarlar

Haber İhbar