İbrahim Karagöz

17 Aralık ve sonrası yaşanan süreci anlatmak istesek ifadelerimize hangi kelimeler yön verirdi?

Kaos, komplo, hak, hakkaniyet, güç, adalet, yargı, değişim, dönüşüm, açılım, demokrasi, yükseliş, çöküş, güven, ihanet...

Bildiğimiz kelimeler yetmiyor yaşadıklarımızı anlatmaya.

Çok bilinmeyenli bir denklemin bi-Rey leri olarak inancımızın, güvenimizin ve sabrımızın sınandığı oldukça karmaşık bir labirentin içindeyiz.

Bilindiği gibi başarıya ulaşmanın en temel yolu doğru soruları sormaktır. Son zamanlarda kafamızı en çok karıştıran sorulardan bir tanesi de devletin kendi içinde kaça ayrılabileceğidir.

Farklı din ve kültürlerden oluşan bir millet mozaikine sahip olmak zenginliktir. Bunu yönetebilmek ise prestijli bir gücün alameti.

Oysaki devlet tektir, zenginliğini milletinin mozaiğinden, gücünü ise tekliğinden bütünlüğünden alır. Kavram olarak dahi bölünemez, ne derine indirgenebilir ne de paralel uzantılara. Çünkü böyle bir indirgemenin devamında devleti oluşturan diğer unsurların da bölünüp kutuplaşması kaçınılmazdır: Hangi asker, hangi polis, hangi yargı, neye ve kime hizmet.

Bir emir komuta zinciri ki düğüm düğüm, çözebilene aşk olsun.Kim kimden emir alıyor, kim bağımsız, kim kime gebe?

Kaos ortamının getirdiği bu sorulara rasyonel cevaplar aranırken yeterince bozulmuş olan huzur, istikrar ortamı kaçınılmaz olarak daha da kötüye gidiyor ve zaten pamuk ipliğine bağlı olan ekonomimizde de önemli dalgalanmalar meydana geliyor.

Bir zamanlar anayasa kitapçığı havada uçtuğu için ekonomik kriz olmuştu. Şimdi de operasyonlardan dolayı ekonomik kriz kapıda.

Tüm bu yaşananların elbette bir faturası olacak.. benzer filmleri daha önce de görmüştük sanki…

İğneden ipliğe zam yolda...

Ne zaman? Seçimlerden sonra…

Bi-Rey lere duyurulur

Saygılarımla.