Muharrem Demirel

Efendim ülke de bulaşıcı bir hastalık ortaya çıkmış, hızlı yayılıyormuş.

Ülkeyi yönetenler bu salgının önüne geçmek için ‘EV DE KAL, SAĞLIKLI KAL’ diyerek vatandaşların evden çıkmamalarını tavsiye etmiş.

İnsanlar evlere kapanmışlar.

EYTden sonra 65 yaş yasağına da takılan Nasreddin Hoca’nın telefonu çalmış.

Bakmış komşusu…

‘Hocam ne olur derdime bir çare bul. Günlerdir evdeyiz, bunaldık.

Hoca komşusunu dinlemiş, 

“Hallederiz, sen merak etme, evde televizyon vardı değil mi? Demiş.

Adam; ‘Var, hem de her odada ayrı ayrı’ deyince de;

‘Hepsini kapat. Hiç birini açma, açtırma’ tavsiyesinde bulunmuş.

Adam şaşkın...

Lakin Hoca’nın tavsiyesini tutmazsa da olmaz.

***

Hanım ve çocukların şaşkın bakışları arasında televizyonları kapatmış.

Ertesi sabah olur mu?

Olmuş...

Adam tekrar hocayı aramış.

Ve:

‘Hocam, televizyon bir nebze iyi idi, herkes istediği programı açıp seyrediyor, vakit geçiyordu, şimdi daha çok bunalıyoruz’

Hoca şöyle demiş:

‘ Facebook’a Twitter’i, İnstagramı

Yani

Sosyal medya ile iletişim kurmayı da bitir’

Zavallı adam, ‘vardır hocanın bir bildiği’ deyip hiç ses etmemiş, denileni de yapmış.

***

Ertesi sabah, Hoca’yı yine aramış.

‘Aman hocam, canım hocam bittik, bittik biz; evde hanım dırdırından geçilmiyor çoluk çocuk birbirimize girdik.’

Hoca yine sakin:

‘Telaş etme, idare et. Bugün de telefonu kapat, eşi dostu hısım akrabayı aramayı da bitir, Whatsappla yazışmayı, görüntülü aramayı da kes.’

Adam çıldırmış, ‘kem küm’ edecek olmuş

Da

Hocafırsat vermemiş.

‘Sözümü tut o kadar” diyerek kapatmış telefonu.

***

İki gün sonra adam bitkin bir halde, ‘Ev de kal sağlıklı kal’ ikazına rağmen, köşe bucak saklanarak hocanın kapısını çalmış.

Hocam elini ayağını öpeyim, dediğin her şeyi yaptım. Yaptım ama şimdi daha çok darlanıyoruz, perişanız.’

Nasrettin Hoca pamuk sakalını sıvazlamış

Ve

 “Komşu git şimdi evine, televizyonunu aç, kanal kanal gez; ister film seyret, ister belgesel, tahammül edebilirsen de haber…

Gir internete sosyal medyada istediğin kadar sörf yap, aç telefonunu kimle istiyorsan ne kadar konuşacaksan konuş, istediğin grupla da yazış” demiş...

***

Adam sevinçle eve koşmuş, Hoca’nın dediklerini yapmış.

Ertesi gün Hoca’yı sevinçle tekrar aramış.

Ve

Demiş ki;

-Hocam, Elimizde mutlu olacak çok şeyim varmış da haberim yokmuş. Sayende öğrendim, Allah senden razı olsun!

***

Evde otururken Nasreddin Hoca’nın ‘ Bizim ev çok dar’ fıkrasını içinde bulunduğumuz şu günlere göre uyarladım.

Belki benim yaptığım ’Züğürt tesellisi’

Olsun!

Çünkü

Her şeye rağmen hayattan keyif alabilecek o kadar çok zenginliğimiz var ki…

Tıpkı

Peyami Safa’nin söylediği gibi;

‘YAŞAMAK;

KARANLIK GECEYE RAĞMEN, BUĞULANMIŞ PENCERE CAMINA GÜNEŞİ ÇİZEBİLMEKTİR.’