Muharrem Demirel

 ‘Okul öğrencileri yıkılan duvarın altında kaldılar’

Veya

‘Yoldan gitmekte olan insanların üzerine, okulun duvarı çöktü’

Allah korusun

Ama

Yapılan haber içinde bu cümleler geçebilir.

Haberi yapan gazetelerin başlıkları da şöyle çıkabilir; ‘Bu ne sorumsuzluk!’,

Ya da ‘ Hesabı kim verecek?’

Olan olmuş

Eeee!

Bu saatten sonra, sorumlu bulsak ne bulmasak ne?

***

Kent Konseyi İrtibat Bürosunda otururken bir vatandaş geldi; telaşlıydı…

’ Hayırdır’ dedim.

‘Benimle beraber gelebilir misiniz, size bir şey göstereceğim’ dedi.

Beni Sakarya Ortaokulunun bahçesinin güney kısmına getirdi.

Ve

İhata duvarını gösterdi.

Duvar en aşağıdan başlayarak patlamaya başlamıştı.

Hemen okulun bahçesine gittim.

Gördüm ki…

Riskli olan okulu güçlendirmek için yapılan çalışmalar dolayısı ile bahçeye giren araçların ağırlığından ve çıkan molozların duvar dibine dökülmesinden dolayı, ihata duvarına aşırı derece de yük biniyordu, altta ki patlamaların nedeni bu olabilirdi.

Üstteki briketler de aynı şekilde, ağırlığı kaldıramamış, yıkılmaya yüz tutmuştu.

***

Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim, böyle konular ile karşılaştığımda ilgili birimleri arar, sorun hakkında bilgi verirdim.

Bu defa öyle yapmadım, doğrudan Belediye Başkanımız Tanju Özcan’ı aradım.

Çünkü tatildi, durumda acildi.

Ertesi gün baktım, duvarın yola bakan kısmına boydan boya kırmızı şerit çekilmiş, vatandaşlarımızın ilk an için güvenliği sağlanmıştı.

Konseye doğru yönelmiştim ki, Milli Eğitim Müdürlüğü, Müdür Yardımcısı İbrahim Kunuk ile karşılaştım.

‘Hocam hayırdır?’ dedim,

İbrahim Müdürüm, Başkanımız Sayın Tanju Özcan’ın, Milli Eğitim Müdürlüğünü aradığını, duvarın durumu hakkında bilgi verdiğini söyledi.

Yani

Müdür Bey sağ olsun durumu incelemeye gelmiş.

***

Buraya kadar tamam…

Konseyimize gelen vatandaş görevini yaptı. Konsey adına, ben de iletme görevimi yaptım.

Belediyemiz tehlikeli bölgeye kırmızı şerit çekerek, duvar kenarına yanaşılmaması konusunda tedbirini aldı.

Geriye ne kaldı?

Milli Eğitim Müdürlüğü…

Peki, onlar ne yaptılar?

Üzgünüm, 8 Ocak 2002 tarihinden bugüne kadar hiçbir şey…

***

Kıymetli İnsanlar!

Aşırı kar yağışı, ardından da bu karların yumuşaması ile ihata duvarına daha çok yük bindi, duvar daha çok esnedi.

Sormak isterim; daha ne bekliyorsunuz?

Allah korusun

Ama

Yukarıdaki haberlerin gerçek olmasını mı?