Muharrem Demirel

‘Yönetimde adalet ilkesi ve emanet’denildiğinde ilk akla gelen,‘Hak ile batılı, doğru ile yanlışı ayıran’

Ve

Tüm insanlığa, İslam’ı bizzat yaşayarak ve yaşatarak örnek olan büyük insan, biraz sohbet edelim mi?

***

Ya Ömer,

Yanına sohbet etmeye bir sahabe geldiğinde, önünde duran mumu söndüren ve ikinci bir mumu yakan.

Bunu nedenini sana soran sahabeye; ‘Evvelki mum devletin hazinesinden alınmıştı. O yanarken özel işlerimle meşgul olsaydım Allah indinde mesul olurdum. Seninle devlet işi konuşmayacağımız için, kendi cebimden almış olduğum mumu yaktım, ondan sonra seninle konuşmaya başladım’ diyen sen değil misin?

Yani

Bireysel işleriyle, devlet işlerini birbirinden ayırmada günümüz yöneticilerine ışık tutan Ömer;

Bugünlerde o mumları da, soranları da arar olduk.

Ses ver…

Neredesin Ya Ömer?

***

Ya Ömer

“Ben Devlet malından nefsimi yetim malı derecesine indirdim.

Zengin olursam ondan kaçınırım, muhtaç olursam ihtiyacım kadar ondan yerim, zengin olursam geri öderim.” diyerek,

Devlet malına karşı titizliğini gösteren sen değil misin?

Ya Ömer

Sana ihtiyacımız var, neredesin?

***

Ya Ömer,

Sana‘Sen insanların içerisinde en iyisini yemeye

Ve

Giymeye layık olanısın’diyenlere,

‘Siz bu sözler ile Allah’ın rızasını kazanmaya değil, bana yakın olmayı umuyorsunuz?’Diye cevap veren,

Ve

Çıkarcılara itibar etmeyen

Ve de

Devlet malına karşı tutumunu değiştirmeyen sen değil misin?

Ya Ömer!

Bekliyoruz seni, neredesin?

***

Ya Ömer;

‘Kim ki bir adamı sırf sevdiği veya yakın akrabası olduğu için kamu görevine tayin ederse Allaha, Resul’üne ve müminlere hainlik yapmış olur.

Kim kötü huylu facir (fütursuzca günaha dalan, haktan bâtıla sapan kimse"bir adamı huyunu bile bile görevli tayin ederse, oda tayin ettiği şahıs gibidir’Diyen,

Ve

Devlet görevlerinde toplumsal ve siyasal konumlara göre değil, işin ehli olanlara itibar eden sen değil misin?

Ya Ömer!

Arıyoruz seni neredesin?

***

‘Adalet mülkün temelidir’sözünü söyleyen

Ve

Adaleti hayatın tam merkezine oturtan, onu olmazsa olmaz yapan,

Karar vericilerin, sana bana ona göre değil, Hak adına adalet dağıtmalarından dolayı, ellerini rahatlatan

Ve de

Hayatı Adalet ile özdeşlesen sen değil misin?

Gözlerimiz seni arıyor ya Ömer; neredesin?

***

Ya Ömer!

 “Şayet ashab Rasulullah’ın (SAV) arkadaşları olmaları nedeniyle kendilerini diğer insanlardan üstün görüyor ve kendilerinin daha öncelikli olduklarını düşünüyorsa, önce üzerlerine düşeni yapmaları gerekir.

Şayet onlardan beklenen bir davranışı sahabe olmayan birisi gösterirse, Ömer’in gözünde o daha önceliklidir.” Diyen de sensin.

Peki, şimdi kimle kimlerlesin?

Bir haber bekliyoruz ya Ömer; neredesin.

***

Ya Ömer!

Atamalarındaki titizliğine rağmen yine de şikâyetler oluyordu.

Hatırlıyor musun, Amr bin Âs’ın fazla mal edindiğine dair bir şikâyet ile karşılaşmış, hemen soruşturma açtırıp, araştırmış

Ve

Şikâyetin haklı bulunması üzerine de Amr’ın mallarının bir kısmına el koydurmuştun.

O sen değil miydin?

Özledik seni ya Ömer neredesin?

***

‘Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer’den sorulur!’ diyen,

Yaptığı yanlışlıktan dolayı kendi oğluna bile ceza veren, tencerede kaynayan taşın sorumluluğunu da kendinden bilen Ömer;

Kurtlar, koyunları kapıp kapıp kaçıyor, göz göre göre kul hakkı, yetim malı yeniyor.

Ama

Kimse kimseye ses etmiyor ya Ömer.

Senin adaletinden asla şüphe etmeyenler, seni özler, umutla seni beklerler.

Ve

‘Rabb’im kamu yönetiminde, Ömer’in izinden giden yönetici sayısını arttırsın’diye dua ederler.

Neredesin ya Ömer?

Dön gel, dön gel, ya Ömer!