Şeyhim bir huzursuzluk mu verdik - - Muharrem Demirel

Keramet gösterdiğine inanılan bir şeyhin yolu bir köye düşer. Köylüler hürmette kusur etmezler.

Köy odasına doğru yürürken, şeyh birden durup "Hoşt hoştt" diye bağırarak asasını sağa sola sallar...

Bu hareket otururken de tekrar edince köylüler "Şeyhim bir huzursuzluk mu verdik?" diye sorarlar.

Kurnaz Şeyh der ki; "Kabe-i muazzamanın duvarına bir köpek işeyecekti, onu kovaladım..."

Bu arada ikram sofrası da kurulur. Şeyhin hareketlerinden kuşkulanan bir genç herkesin tabağına pilav, üzerine de et koyarak servis yapar.

Şeyh bir bakar ki, herkesin tabağındaki pilavın üzerinde et var, kendi tabağında ise sadece pilav...

"Yahu benim tabağıma et koymayı unuttunuz herhalde" diye sofrayı kuranlara seslenince, o genç elinde başka bir tabakla gelir. Şeyhin tabağını ters çevirerek elindeki tabağa döker, pilavın altındaki etler gözükünce:

"Sen daha iki kaşık pilavın altındaki eti göremiyorsun, Kâbe' deki iti nasıl göreceksin şeyh efendi..." diyerek dersini verir.

***

Şampiyonluklar, yarı finaller ve finallere alışkın olan Boluspor Camiası, hiç alışık olmadığı yerlerde dolaşıyor.

Aslında bu sezon çok iyi bir planlama ile Süper Lig’e çıkmanın en kolay olduğu sezondu.

Çünkü

Süper Ligden Ankaragücü, Yeni Malatyaspor ve Kayserispor küme düşürülmedi.

Ama

Biz değerlendiremedik.

Niye?

Hazırlıksız yakalandık. Her kongre de olduğu gibi, bu kongrede de son anda Sayın Abdullah Abat’ı başkanlığa itiverdik.

***

Sayın Abat’ın başkan olduktan sonra ki bir basın toplantısında ‘ Kalemi defteri alır gideriz’ açıklaması yapmış, bir yerlere mesaj göndermişti.

Bu konu da 08.08.2020 tarihin de bir yazı yazmış

Satır arasında da Ahmet Kaya’nın ‘Ezdirmem sana kendimi/ Gövdemi yakar giderim/Beddua etmem üzülme/ Kafama sıkar giderim.’ Şarkısının sözlerini de kullanmıştım.

Geldiğimiz nokta da benim gördüğüm şu; heyecanı azalmış, karamsarlığı çoğalmış ve birkaç arkadaşı ile baş başa kalmış Sayın Abat, sanki kafasına sıkacak gibi.

Yani

‘Şu sezonu küme düşmeden hayırlısı ile bir tamamlayalım.’ Der gibi.

Aynı duyguları, bir sezon önce Sayın Necip Çarıkcı’nın da yaşadığını hatırlıyorum da…

Bu hatırlamalardan yola çıkarak, MAYIS ayın da kongre görüyorum.

***

Her kongre de gördüğümüz anlayış şu; ‘Günü kurtaralım, kulübü bir şekilde birilerine yıkalım’

Yıkılıyor da…

Ya sonra?

‘Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur’

Yani

Sar başa!

Çünkü