Ömer Maden

Öğretmen, insan hayatında  etkili olan ve unutulmaz izler bırakan biridir. Kime sorsanız herkesin  hayranlıkla andığı bir öğretmeni vardır. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladığımız bu günlerde öğretmenlik mesleğine farklı bir noktadan bakmak istedim.

Öğretmenlik neden kutsal bir meslek olarak görülür?

Öğretmenlik, Peygamber mesleğidir ve cenneti vaat eder. Nasıl mı?

Ebu Hureyre (ra)'den rivayet edildiğine göre, Rasûlüllah (sav) şöyle buyurdu:

"İnsanoğlu öldüğü zaman, bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat."

Ölüm, bu dünyada yaşanan geçici hayatın sona ermesi, varlığı kesin olan ebedî hayata geçişin başlangıcıdır. Ölümle hayat durduğu gibi, yapılan hayırlar da, günahlar da sona erer. Ancak ilâhi hikmetin bir sonucu olarak bazı işlerin sevabı, bazı işlerin günahı ölümden sonra da devam eder. Hadiste bahsi geçen “İstifade edilen ilim” konusunu biraz açmak gerekirse;

İnsanın öğrendiği ilmi, elde ettiği bilgiyi başkalarına öğretmesi en büyük hayırlardan ve işlerden biridir. Bunun çeşitli yöntemleri vardır. Öğrenci yetiştirmek, kendi bilgisini onlara aktarmak ve paylaşmak en önemlisidir. Bunun yanında kitap yazmak ve yayınlamak, günümüzün modern imkânlarından faydalanarak dijital belleklere aktarmak, kayıt altına almak, bunların muhafaza edildiği bilimsel araştırma merkezleri kurmak, konferanslar ve seminerler vermek, kısaca bilgisini ve tecrübesini kendisinden sonraki nesillere bir şekilde aktarmak, kişinin amel defterinin kapanmamasına ve sevabının devamlı olmasını sağlar.

Tabii ki bu ilim ve bilgilerin faydalı ve hayırlı olması önemli bir şarttır. Çünkü zararlı bilgiler zararlı insanlardan daha kalıcıdır. Zira insan ölür gider, fakat zararlı fikirler devam eder. Bunun da sahibi için sürekli bir vebal olacağı açıktır.

                Öğretmenlik mesleği sonuç olarak ölümden sonra da sevaplarının devam etmesinden dolayı insan için cennete açılan bir fırsat kapısıdır. Çocuklarımızı milli, manevi ve kültürel değerlerle yoğurarak, örnek davranışlarıyla, çağdaş bilgiler ile donatıp, geleceğe hazırlamada öğretmenlerin rolü büyüktür. Bundan dolayı öğretmenin toplumdaki statüsü ve değeri çok önemlidir. Eğitimde kullanılan hiçbir alet ve teknoloji öğretmenin yerini tutamaz.

Tarih boyunca bütün insanların bir uğraştığı, ilgi duyduğu bir işi olmuştur. Toplumun dengeli işleyebilmesi için bazı meslek grupları ortaya çıkmıştır. Her mesleğin ayrı bir önemi ve ayrı bir değeri vardır. Şüphesiz her meslek gereklidir, hiç bir meslek küçümsenmemelidir.Öğretmenlik ise tarihin en eski ve en itibarlı mesleklerindendir. İlk peygamber olan Hz. Âdem aynı zamanda ilk öğretmendir. Bütün peygamberler insanlığı eğitmişler, terbiye etmişler. İki cihan saadetini temin etmeye çalışmışlar.

Hayatımızın her alanında bizlere örnek olan Peygamberimiz (s.a.v) ise en büyük öğretmendir. Bu gerçek Kur’an-ı Kerim’de şöyle beyan edilir: "Nitekim kendi içinizden size ayetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab’ı ve hikmeti talim edip size bilmediklerinizi öğreten bir Resul gönderdik.”(Bakara-151). Kendisinin de bir muallim olduğunu Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) şu sözü ile ifade eder: “Ben ancak öğretici olarak gönderildim.”  Peygamberlik ve  öğretmenlik birbirinin  alternatifi değil, birbirinin tamamlayıcısıdır. Allah’tan korkan dürüst, namuslu, çalışkan bir muallim peygamberin meslektaşıdır.

İşte bu nedenlerdendir ki öğretmenlik mesleği kutsal olarak görülmektedir. Kutsal bir mesleğin de toplumdaki statüsü beklenen düzeyde olmalıdır. Bununla ilgili dünyanın her yerinde devlet ve bilim insanlarının, filozofların, büyük eğitimcilerin sözleri oldukça manidardır.

Geleceğimizin teminatı çocuklarımızı emanet ettiğimiz, büyük gayretler göstererek onları yarınlara hazırlayan değerli öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlar, sağlık ve mutluluklar dilerim.