WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Ümit Turpcu

Ümit Turpcu
Ümit Turpcu
Tüm Yazıları
REDD-İ ANNE ETMİŞLER!
16.08.2011

Hep sonda olacak değil ya, bu kez en başta,

NOT: Sayın Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, yazımı okur ya da okuyanlar tarafından bilgilendirilirse ve de belediye veya kişisel olarak, aşağıda adı geçen insanımıza el uzatmak isterse, telefon numarama bizbolulular.com Genel Yayın Yönetmeni Emin Candan’dan ulaşabilir…Ayrıca, yaşlımızı ziyaret etmek eylemine,  bir köşe yazarı ve gazeteci olarak sadece beni değil tüm basın camiasını davet ederek o an hissettiklerini paylaşmasını arzu ederim… Tanıklık güzeldir… Bizlerden esirgememesi dileğimdir…”

***

Peşin peşin söylüyorum,

Bu yazıdan ders almak yok,

İbret almak hiç yok, 

Acımak zinhar yok!…

Bir de mümkünse,lütfen ama lütfen,

“Üç gün yatak, dördüncü gün toprak” duası edin…

Ana babanız, bakmadığınız, ittiğiniz, para dert değil de içinde yüzerken bakımsızlığa emanet ettiğiniz tüm yaşlılarınız ve tabi kendiniz için edin,

Çokça edin, umulur ki kabul olsun…

Ki, amaç vicdanlarınızı sömüren bir acitasyon değil, tüm o durumda ki yaşlıların gıyabında, bir yaşlının, hem de onurlu bir yaşlı kadının abartısız insanlık dışı yaşam koşullarını anlatmak, muhatapları insafa getirmek… Mümkünse, bir insan için, bir kalem yarar sağlamak…

O kadar…

***

“Vicdanlardan başka bir şikâyet makamı olsa keşke” deyip anlatayım şimdi,

Olay şu;

Biz üç arkadaş yaşlı ziyaretleri yapmaya karar vermiştik;

Çünkü farketmiştik ki onlar çok mutlu oluyorlar,  dolayısıyla bizler de mutlu oluyoruz, bir huzur aydınlanması yaşıyor tinlerimiz…

Rastlantı bu ya birimiz çağrıldık yaşlı teyzemiz tarafından, hazır çağrılmışken,

Toplandık,“Haydi” dedik “Bismillah”…,

Yola düştük…

- 5 yaşlarında iken, yaşlıların çektikleri sıkıntıları görüp, neden yaşadıklarına anlam veremeyen bir çocuk olduğumun altını çizmek istiyorum burada… Onlar hakkındaki acımasız görünen tavrım tamamen vicdani imiş meğer… Çözeli çok oldu… “Bir insan yaşıyorsa sağlıklı olsundu” bu kadar yalın ve net… Çocukluk işte!...-

Neyse, gittik…

İyi ki gittik, iyi ki o kapı açıldı, iyi ki yaşlı ve hasta o kadını gördük diyemeden, oturduğumuzca ve sonrasında çözüm arayıp, bulamayıp, sürekliliği olmayan bir yardımın faydasızlığını açıkça görüp, çaresizliğimizi yüreklerimize mıh gibi kakıp, o evden neden kaçıştık…

Neden mi?... Oraya geliyorum şimdi;

Arada sırada gelen bakıcı, hergün yanında olan,ancak zar zor yürüyen bir rahatsız kocanın elbette ki yetersizliği ile baş başaydı zavallıTeyzem…

İçler acısı bakımsızlık!... Ipıslak idrarının içinde, balgamlı mendillerin arasında, iki karışı geçen tozun, pisliğin içinde yüzen, son derece sağlıksız, üst seviyede sağlıksız ortamda yatalak, ölüm kokan havasız odasına hapsolmuş, zamanının tertemiz titiz kadını... “

Büyük sızı, üzüntü, hayal kırıklığı, kızgınlık, deriiiin kızgınlık, bir de; ”Ne yapabilirizin” garip sersemliği… Kaçtık… Kelimenin tam anlamı ile dayanamadık kaçtık!...

-Gül gibidir güüül; bu kadın, mutludur, nurludur, bizi de mutlu eder, kanatlandırır bizleri melekler gibi… Aah 5 yaşım!… Bir tokat ki canınız değil ruhunuz acıyor…Ciddi şok!...Allah’ım nasıl bir bencillikse bende ki!... Mutluluğuma, içime o huzurun salınmasını engelleyenlere kızgınım, kırgınım, üzgünüm!... –

Çünkü öğrendiydik ki giderken;

Bu teyzem, 3 evlat sahibiydi;

Bir oğul, bir gelin,

İki kız, biri Bolu’da yaşayan,Bolu’yu yaşayan mevki, makam, sıfat, dolayısıyla iyi bir de gelire, mala mülke vasıl bir damat,

Ve durumunu bilmediğimiz bir damat daha…

Kaldı ki;

Bu yaşlı, sosyal bir belediye ve devletin insanı!…

Gelenek göreneklerinde, belleğinde huzurevi anlayışı olmayan bir milletin kadını!…

Netlikle;Bu oy derdine, evde bakım hizmetini yürürlüğe koyanların,- genişletilmeli, kapsamlandırılmalı- ayrıntılandırılmalı- ayıbı…

Haydi, bir de, konu/komşunun, diğer akrabaların ve de hepimizin ayıbı…

Ama en çok, Bolu’da yaşayandamadınve–annenin kızı diyemeyeceğim-bu damadın eşinin ayıbı…

Üzgünüm, üzgünüz hala, hem de pek çok…

***

 

Az aklımız başımıza gelince,

Durumdan vazife çıkarıp, oturdukhesap çıkardık;

Evde sürekli kalan, yemek dahil evi çekip çevirecek bir insan ayrıca hasta bakımından anlayan -personel diyeceğim- birinin yaşlının bakımını üstelenmesi, alt bezi dahil tüm ihtiyaçlarının giderilmesi için tutacak meblağ taş çatlasa 1500 Lira hadi bilemedik 2000 Lira… Bu miktar o evlatlar için denizde damla, emin olun hatta okyanusta zerre…

Madem evinde bakılamıyor, bakım evine alınsa bu miktardan az tutar belki de aynıdır, önemli değil…

Önemli olan, bir yaşlının gereksiz yere, ilgisizlikle acı çekip, insanca yaşamdan uzak kalması, dünyaya getirdiği evlatlarının bu yaşamı ona layık görmesi, habersiz davranması, utanmaması, kendilerine yakıştırıyor olması…

İnanmak güç, çoook güç… Eksiği var fazlası yok bir gerçek…

Para çokmuş, iman da,

En azından görünen kısmı…

Göstermemelik galiba…

Saklamalık!...

Özel dikim, çifter çifter cebi olan kefenlik,

 Para, para para insanlığı kör eden para!...

Ama dua bedava!…

Vicdan, merhamet, ana-baba, insan sevgisini geçtim maddi anlamda varsılken gönül yoksulu olup,

Aynı zorluğu, pisliği, -hayatı- diyemeyeceğim- yaşayan yaşlı, genç, tüm muhtaçlar için,

Ey kız, oğul, gelin, damat, ey insanoğluinsan,

Ve belediye ve devlet!...

Dua bedava, vallahi bedava…

Nasipse diliniz döner,

“Üç gün yatak dördüncü gün toprak!...”

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar