WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Ümit Turpcu

Ümit Turpcu
Ümit Turpcu
Tüm Yazıları
BOLU ANKARADAYDI VE “BİZİMKİSİ BİR AŞK HİKAYE” SİYDİ
21.06.2012

 

 Daha önce yazdım mı hatırlayamıyorum;

Bolu’yu kişileştirme sanatının en üst boyutunda içimde yaşattığımı…

Hani böyle eli, kolu, yüreği, beyni, düşünceleri, umutları, sevinçleri, hüzünleri olan, acıyan ve acıtan bir varlık misali…

Betonla, şu sıralar tozla topraklasınanan, yüzbininsan barındıran, dağlar gibi koca bir yürek…

Masum, mazlum ve gizli isyanda güzelim…

Canımiçi Bolum bir yana, bizler yani insanları bir yana, dünya, cennet /cehennem bir yana,

1980’in sonbaharında, adını bile duymadığım bu kenti, 

Adıyla/sanıyla,yeşiliyle/suyuyla soluduğum andan itibaren,

Aradan geçen 32 yılda, bağlar/bahçeler, güller /gülistanlar, en mavi düşler düştü hep gözlerime…

İnsanlarını eviremeyen, çeviremeyen, dönüştüremeyen bir kent…

Kızdım, üzüldüm, inanamadım, yazdım, çizdim, feryat figan oldum,

Makamlı fikirsizler”dedim,  “beceriksizler“ dedim, “sen/benciler, benciller” dedim, “sizi sessiz/tepkisizler” dedim “kendini sorgula, sen ne yapabiliyorsun ki” dedim, çok nadir de “nihayet” dedim,

Dedim de dedim…

Demelerim O’na olmadı hiç; havasına, suyuna, manda kaymağına, soğukluğuna, dağına, dağında yaşayanına demedim,

Ben insanına dedim oldu; baktığı, doyurduğu, beslediği, öpe koklaya büyüttüğü insanına…

“TAM”LAMA

Kısa sanatsal girizgâhtan sonra gidelim Ankara günlerine,

Bolu Kalkınma Vakfı Ankara Şubesi ve BOLU VALİLİĞİ işbirliğinde Ankara Atatürk Kültür Merkezi’n de düzenlenen “Bolu Tanıtım Günleri”ne…

Uzun yazının ön özetini tam burada vermeyi uygun görüyorum ki; Ankara’da o mekânda bulunan herkesin yazdığı bir öykü var… Kayahan’ın şarkı sözünün başlığında dediği gibi,

“BİZİMKİSİ BİR AŞK HİKÂYESİ

Ne güzel, ne renkligünlerdi Ankara günleri adımıza…

Öncelikle,

Derinliklerimin en katı, en hoşgörüsüz;  tüm bahanelere deli olan, asla kabul etmeyen en sağır yanını,

 Sezdiğim, gördüğüm hüsn-ü niyetleri ile törpüleyen,

Emekleri, maddi manevi, vardan yok etme çabaları, değil ellerini cesaretle taşın altına koydukları bedenleri ile Ankara’da bir kelam Bolu adı geçiren, günahı ve sevabı sırtlanan; Vakıf Başkanı Özer Özcan, Tevfik Karaman, Mehmet Bilgin, Metin Alparslan ve diğer ekip isimleri; var olun, ciddi emektir saygı ve selam ile…

Yazıldı çokça ama kısaca geçelim,

Birinci katta ilçelerimizin,Bolu kültürünü sergileyen,  otantik, gelenek/ görenek kokan, sıcacık bir “TAM”lıkla yer alışlarının yanına,  Bolu’da faaliyet gösteren kimi firmaların varlığı “TAM”dı da turizm sektöründen ekmek yiyenlerin yokluğu anlamlı bir eksi idi…

4 günlüğüne koşar adım,  4+4 kadının 4-4’lük “Fırçadan Tuvale Bolu” resim sergisi, katılım önerimi heyecanla kabul eden tablo gibi fotoğrafları ile Mithat Hitit, Küçük Şehrin Büyük Öyküsü Boluspor ‘un kırmızı beyaz standının isimleri Burhan Sucu ve Ali Kayaoğlu, Bolulu ressam Gönül Olkan’nın tuvale yansıyan Bolu renkleri ile ikinci kattaydık,

Bolu’da sanat adına kurulu derneklerin eksikliğine karşın bizler “TAMDIK…

Abant İzzet Baysal Üniversitesi, diğer bazı kurum ve kuruluşların sergilediği acele tanıtımın yanında,

Korolarımız ve diğer sanatçılarımız seslerini dinletti…

Çadırların fiziki yetersizliği ile aslında tanıtım adına en büyük kazancın sağlanacağı yemek stantlarının konumsuzluğu,

Aşırı aşırı sıcak havaya, ilk akşam çıkan fırtına, üniversite sınavı ile çakışan şanssız son iki günün,

Bolu deyince akla gelen Mengenli aşçı figürü ile renklenecek olan tencere tencere kaynayan yemeklerin,

Ellerinde yöresel ürünlerle dolaşan, ziyaretçilere doyumsuz lezzetleri tattıranyöresel kıyafetli kızlarımızın,

Belli aralıklarla sergilenecek ödüllü “Yeşil Ördek” imizin,

Ve “Çıkıp dağlara yaslanan Köroğlu’muzun”, ve dahi müziğinin,

Büyük şehir insanının özlemi olan düğün/kına gibi canlandırmaların eksiklikleri bir kenara,

Bir kent neyle, nesiyle, nasıl tanıtılır,

Profesyonelce bir bakış ve oluş gerekli midir?!...

Güçlü bir maddi destek kadar,

Ekibe ve katılımcılara moral motivasyon yüklemek kimin görevidir ?!...

Oturulup tartışılmalıdır…

Bence/ bizce, Valiliğin ve Valilerin ciddi ve etkin önderliği şarttır not düşülmelidir…

NERELERDEYDİNİZ EFENDİM

Ayrıcaa,

Feci takıldığım konu,  Vali Sayın İbrahim Özçimen hariç,

3 vekil, vali yardımcıları, belediye başkanı, vakıf genel sekreteri, bazı vakıf yöneticileri, iş adamları ve sayamayacağım makam sahipleri, sahi siz açılış günü stant gezilerinden sonra  nereye kaçtınız?...

Giriş kapısının tam karşısındaki 15 basamaklık merdiveni, tok karnına çıkmak zor gelmiş olabilir,

Ama bize de, sizlerin takdirini ve desteğini beklemek anlamsızlığı zor geliyor…

"Benim için

Wasington portakaldır protokol,

portakal

orda kal!... "

Demiş ya Can Yücel, bence de protokol ,”kurdeleni kes, plaketini al, değer vermeyeceksen yerinde kal…”

Sahi bir de,

Hafta sonunu sırayla görev alarakAnkara’da herkesin yanında olabilecekken,  özellikle vali yardımcıları, belediye başkan yardımcıları, ne bileyim işte Boluspor Klüp başkanı, sizler nerelerdeydiniz?...

Gözler değil  gönüller aradı sizleri…

Ve basın,

Haber portalları ve gazeteler,

Başlık ve içeriklerinizde ılımlı olmanız yeğdir… Güven sarsacak mübalağa sanatına gerek yoktur… Gereğini gerektiğince yazmak çizmek gereklidir…

Herşey tamlanır, gümbür gümbür gümbürdenir merak etmeyin…

Dolu dolu emektar 4 gündü…

Sonuçta, biz bize yettik… Tanıdık, tanıştık, tanıttık, Bolu dedik… Mutlu olduk…

Nicelerine dilerim…

Görevlerimiz şimdi başlıyor,

“Ki kentler yaşatır insanlarını…”

Borcumuzdur, ödedik, ödeyeceğiz, yaşatacağız; “AŞK HİKÂYEMİZİN” kahramanı Bolu’muzu, hak ettiğince… Söz mü, söz…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar