Ümit Turpcu

Doğa beyaz uykusuna, renklerin en şaşaalı en latif ve belki de en hırçın tonlarıyla hazırlanıyor yavaştan…

Sarı ayrılıklar,

Turuncu yalnızlıklar,

Kızıl hüzünlerdeyiz, biraz da zorlamayla…

Kaybettiği yeşilini, toprağın kahverengisinde arayan biçare yapraklar gibi,

Güne ve bir zaman sonrasında gelecek baharın “ilk”ine şimdiden hasretle bakan, özlem yolcularıyız!…

Mı?...

O kadar da vermeyin ruhunuzu hazan aralığına derim ben,

Şiirsel güzelliğine, şairlere kanıp, hüzün dokumayın…

Bilirsiniz Fuzuli’nin ünlü dizelerini,

“Aldanma ki şair sözü elbette yalandır…”

Her kişinin baharı kendine…

İnsanoğlunun yazdan kalma avareliğini sonbaharın kıpkırmızı rüzgarına, yağmur damlalarına verdiği belki de en güzel “son”dayız bilelim,

Son deyip deyip habire gelen sonbahardayız…

Eylüldeyiz…

Ve ayılıyoruz…

Demem o ki;

“Yazdan çıkan uyanış mevsimindeyiz… “

Bizler ve kentimiz güzeller güzeli Bolumuz…

***

Hareketliliğin topyekun başlangıcı,

Geçtiğimiz haftasonu,  Bolumuzun medar-ı  iftiharı Atatürk Orman Parkı’daki,

“ Bolu İli ve İlçeleri Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği 2012 Yaz Etkinliği” ile yapıldı zannımca,

Bu etkinliğin, sunucusundan sanatçısına, protokol erkanına, konuşmalardan sunuma, yerellik bazında repertuvarına kadar halkı bir adım ileriye taşıma sorumluluğu sırtlandıklarını hatırlatmayı bir kenara bırakırsak,

bizbolulular.com’da  olduğu gibi köşe tuttuğum,

 bolupostasi.com  yazarlarının gıyabdan gerçeğe tanışma güzelliği, sohbeti, paylaşılan düşünce ve hayallerin içinde yatan cennet Bolu sevdasına, arzusuna, ve sahne performansımıza,

Bir de, hayatın monotonluğuna uyuşukluğuna getirdiği harekete, konser alanını dolduran insanların canlılığına,

Ha bir de derneğin ve onlara katkı sunan herkesin ciddi ve içten emeğine “dem vuralım”…

Laf aramızda etkinliğin, yerel basınımızda yeterince yer bulmamasını da pek bir anlamsız bulduğumu belirterek, herşeye rağmen, herşey,

Samimiydi, uyanıştı, örnekti…

***

Sırada Beyaz Et Festivali var,

Programa baktığımızda müzik, sanat, eğlence ve canlılık dolu üç gün Boluluları bekliyor…

Derdi amacı Bolu olan herkesin değerince değerlendireceği, kentimizin adının markalaşacağı özellikte günler olsun dilerim…

Söylemeden edemeyeceğim ki;

“Dilerim ki içimizi yakan, burkan, sabır sınırlarının zorlandığı gurur kırıcı yaklaşımlarla bizleri ezen, şehit haberi ile gölgelenmeyelim, nefret ve hırs dolmayalım…

Dünya var oldukça hiçbir ana-baba evladını saklamasın toprağa…

İçimizi yakan değil ısıtan bir renk olarak kalsın kırmızı…

Hiçbir mevsimde; ne yazda ne kışta,

Ne de Eylül de…”

Ve son kez bahar…