Ümit Turpcu

Bir zamanların gazetecisi olarak,

Yakinen izlediğim genel - yerel seçimler sırasında,

Vaatlerin abartılı boyutlarına, verdiğim abartılı tepkiyi düşünüyorum da,

Gereksizmiş…

Hele de seçilme ihtimali olan adaylar için…

Evet abartmalılarmış…

Kaş göz boyamalılarmış, -Yaratıcılıklarının belirtisiymiş, nerden bileyim…-

Boyamasalar da seçileceklermiş nasılsa…

Seçilince vaatleri için itici güç olmak varken,

İşte böyle oluyormuş!...

Ne mi oluyormuş,

“20 ayda verilen tüm sözler tutulmuş oluyormuş…”

Olur mu olur,

Olsunda, itirazımız yok, ancak ve ancak mutlu oluruz…

Makbulü budur memleketim insanı için,”söz verilmiştir ve tutulur…”

“Yapabileceğin kadarını söz ver sonra söz verdiğinden fazlasını yap!...” 

“Fazlası olacaktır olmalıdır” diye umud ederken,

Bu sözü düstur edinen

Vekilliğinin “20. Ayı Kutlaması, İcraat Özeti” ne tanıklık ettiğim Bolu Milletvekili AliErcoşkun’un,

“İstediniz de yapmadık mı?...”

Şikayeti ne kadar garipse,

Gidip gezdiği yerlerde,

Elini sıkıp muhabbet ettiği,

“ Köylümün kentlimin de vekilinden isteyecek bir şey bulamaması bir garip…”- Kendi ifadesi!... Ağlamayan bebe/ meme ikilemesi yani haberiniz olsun…-

Haydi insanlar belki çekindiğinden, belki inanmadığından, belki heyecandan –Kolay mı vekil ağırlıyor…-  

Rutin sorunlar harici bir şey aklına gelip de söyleyemiyor…

Da Bilişim Bakanı olmaya aday iktidar vekilimizin,

Projelendirilen “hızlı trenden, güzergâhından, istasyonuzluğumuzdan”

Sadece “bakacak” olmamızdan haberi yok muydu acaba?...

Yada “TOBB’un okul yapmak için yer gösterilmesi istendiğinden,

Bir türlü bir araya gelinip de o yerin gösterilemediğinden?...” -Hadi benim yoktu şimdilerde öğrendim!…-

Neleri nelere kurban verdiğimiz, eğitim gibi, bir bölgeye getirecek hareketlilik gibi yaşamsal konuları geçelim,

Yok geçmeyelim, şöyle diyelim;

Bolu’nun hala ama hala mevcut durumda bulunmasının,

Bir sürü fırsatı kaçırmasının en büyük nedeni olan,

Üst düzey iletişimsizlikten,

Uyumsuzluktan,

Her daim uyumsuzluktan,

Haberi var mıydı?...

Evet vardı,

En azından belediye ve başkanı ile…

Sordum ve yanıt;

“Yetki Kargaşası Yaşanmaması”

“Bizim verdiğimiz yetkilerin katmansal kargaşası” yani…

İyi güzel de,

Kim kaybediyor?...

Bolu gıyabında, insanları kaybediyor, insanların gıyabında garibim kent kaybediyor…

Yani demem o ki;

Hali hazır da tüm vaatler, iktidar-ı vekillerin aklındaki tüm yerel sorunlar çözülmüşken,

İsteyen olmayınca, verilecek de bir şey yokken,

“Keşke, kurum ve kuruluşlar arası yapıştırıcılık, uzlaşmacılık, belirleyicilik, önderlikyapaydınız,

Şu sıcak iki konuya soğumadan bir el ataydınız,

Yetkileri bir karmaştırsaydınız…” diyesim var…

Yani,

Trene sadece bakmayaydık, okul fırsatı kaçmayaydı…

Haydi bakalım, ağlıyoruz, istiyoruz!...

Ve, soruyoruz nerede bizim,

“- - - - - - -?”