Ümit Turpcu

Bunaldım,

Daraldım,

İnsanım, daraldı bunaldı,

Bolu çatlamak üzere ortalık yerinden!…

Demiş ya Zülfü Livaneli, bir şiirinde/şarkısında,

“Bir gün çok bunalırsan,

Denizin dibinde yosunlara takılmış gibi

Soluksuz,

Sakın unutma

Gökyüzüne bakmayı

Gökyüzü senindir

Gökyüzü herkesindir...”

Neyse ki böyle,

Neyse ki gökyüzü benim, bizim!...

Neyse ki, mavisine- grisine takılı kalan gözlerimizin bayramı seyranı,

Gönlümüzün alabildiği sonsuzluk…

Ve bedava!...

***

Ne yapardık yoksa!...

Yerde çukur çamur,

Yer yok, yol yok,

Ha yap – de  boz,

Savrulan paralarımızın, bize attığı kahkahanın dozu kaçık,

E,

Bolu’nun yeri - yüzü berbat…

Üzerinde uygulanan estetik operasyonun limiti kaçık,- Göbek deliği, çenede gamze hesabı…-

Keyifler kaçık!...

Bu kaçıklıktan ve kaçıklığı dile getirenlerin sözlerinden,

Tek zevk alan ipin ucunu kaçırmış kaçığı da biliyorum;

“KULAK!”…

Deve de kulak,

Duymayınca uyduran kulak,

Kös dinleyen kulak,

Namaza niyeti olmayan kulak…

“Yani yerin kulağı…”

Var,

Derler ya, o manada saçmalamak istedi canım…- Burada gülümsenecek!-

***

Bir de açık,

Kulak kapalı ama,

Saygısızlığın kapıları sonuna kadar açık…

Tek sıra, uygun adım geçebildiğiniz ve 3 buçuk,

Çunun basamağından atlamak için,

Yukardaki buçukluk sayıyı adım diye attığınız,

3 kuruşluk saygı…- Bankalar mevkiindeki, 3.5 Liralıkçının önündeki basamaklardan ve o basamaklardaki yere inişten söz ediyorum ki, bacağını kırmadan, ayağını burkmadan vartayı atlatan tüm Bolu Havarisini kutluyorum-

Nerede belediye,

Nerede sosyal kısmı,

Nerede saygı?...

Ak-Pak Masaya bıraktım sorularımı, dileklerimi, telefonumu…

Bekliyorum saygıyla…

Beklerken de yazayım dedim…

Ralph Waldo Emerson, “Güzelliği bulmak için dünyayı dolaşırız, ancak kendi içimizde onu taşımıyorsak, nafile bulamayız…“demiş ya,

İçinin tüm güzelliği ile dünyayı dolanamadan; bekleyen, sabreden, arayan ancak şimdilik bulamayan, işin kötüsü bulacağından da emin olmayan ben/biz…

Biz en iyisi gökyüzüne bakalım, gökyüzü bizim,

Naçizane tavsiyemi de es geçmeyin notunu da düşerek;

“Gözünüz yerde, gönlünüz gökyüzü kadar mavi ve yüksekte olsun…”

Düşmemek için!…