Ümit Turpcu

Başnot: Numaralandırma konuların önemine binaen yapılmıştır!...

3-

Fotoğraf sanatı ile de ilgilenmeye başladığımdan değil,

Zaten okurdum fotoğrafları…

Sessiz, takdir dolu alkışlarla,

Kimi zaman şaşkınlıkla, merak ve ilgi ile,

Kimi zaman hüzünle, acıyla, insanlık utancıyla, suratıma inen okkalı bir tokatla,

Kimi zaman kocaman gülümseme ile,

Okurdum, okusunuz…

Hep okurum da,

Şu mübarek yerel seçimlerarefesinde,

Bu kadar bariz okuduğum foto/fıkra olmamıştı, şöyle ki;

Restoran açılışından bir kare bu,

Tüm Erkan-ı Kebir elinde makas,

Kırmızı kurdeleyi kesim aşamasında…

-Makas sayı yetersizliğinden olacak-

Makassız bir el,

Kırmızı kurdeleyi tutku ile tutan bir el,

Devamında bir kol,

Bir partinin, belediye başkan aday adaylığında adı geçen bir kol bu…

Kol yahu!...

Ve sıkışık bir beden…

Kareye sığma telaşı, “Ben de varım!”anksiyete bozukluğu…

Adamım Fırat tiplemesi gibi; “Yarebbim, dinimiz amin” diyesim geldi !...

 Biraz zavallı biraz silik biraz komik bir telaş…

Neşeli günler sinyalleri geliyor sanki ordanburdan…

Da hani,

Biz geçmedik mi ileri demokrasi söylemeleri ile bu durumları Allahaşkına,

Hadi siz hala aynı yerdesiniz,

Neye iyi geliyor bu garip komik telaş,

Egonuza?...

Göz boyamalarınıza?...

Oy oranlarınıza?...

Hiiç sanmayın bence,

Yol, bel, iz, memleket bu haldeyken,

“Yetmez bayım!...

Güldürmek yetmeyecek, parti adınız yetmeyecek…

Aklı başında projeler,

Adıyla sanıyla açıklayacağınız,

Mesai tüketeceğiniz,

Kolsıvayacağınız, herkesin onayını alacak harbi ekipleriniz belki yetecek…

Hala kol diyorum ya,

 Hala gülümsüyorum, azcık acı…

Frikik vermeye devam derseniz ben de yazmaya devam edeceğim…

“Allah bu tür gülmelerden ayırsın inşallah bizi” duası ile,

Nokta

ÖLMEM/İZ Mİ LAZIM?

1-

Muhataplarına mahsus selam ile;

Yazıma “Sanayi Kavşağı Sinyalizasyonu ” diyerek başlıyorum…

Açık ve prosedüre uygun olmayan şekilde yazdığım,

Aslında bir dilekçe olan,

23 Haziran tarihli “Sanayi Kavşağı- Yaya Tuzağı” yazıma bir yönlendirme yaparak,

Yetkili makamın durum hakkındaki bilgilendirmeyi,

[email protected] e-posta adresine,

Yada, yazılarımın yayınlandığı, Bolu Havadis Gazetesi ve bizbolulular.com kurumlarına iletmelerini,

Arz ve talep ediyorum…

Ve ekliyorum;

“ÖLMEM/İZ mi lazım!...”

Nokta

PASAKLI HATUN BELEDİYE

2-

“YIKILASICA” tarabaların arkasında,

Mezbeleliğin  ilk adresi olan Stadion’umuz,

Anında temizlendi!!!…

“Duyarlılığınıza teşekkürler sevgili belediyemiz…”

Azcık” pasaklı hatun” göstermeliği ile…

“Halı altına süpürülmüş pislik”kıvamında anlayacağınız…

Hala çıkma kapılar, tahtalar, kelleler, cam kırıkları ile dolu,

Ama olsun,“kabası gitti ya” mı?...

Tabiki hayır!...

İki kürek, iki temizlik işçisiyle güya “cicik” yaptığınız“taş tarihe” yetmez…

Yani “Hayır”lar yetmez…

Yine 6 Temmuz tarihli,”Ne direncen Yıkıl Stadion” yazıma alayım sizleri,

Ve  hala perişan, hala çok kötü durumda olan mekanın ,

Planlaması hakkında, önündeki tahta perdenin kaldırılması hakkında,

Bir bilenden bilgilendirme isteyeyim…

Yukarda belirtilen e-postaya yada yazılarımın yayınlandığı kurumlara…

Yani bu iş, “İKİ TAŞ BASAMAK” işi değil...

Muhtemelen küçümsediğiniz pek de kale almadığınız

Konuya dair herkesin her bir satırı ve o taşlar“ya baş yararsa” der,

 “Bu çöp toplama cilası ile o basamakların parlamayacağının”

Ve bu satırların devamının geleceğinin altını çizerek,

 Bir mahsus selam ile daha, bu konuya da şimdilik kapatayım…

Nokta