Ümit Turpcu

-Başnot: Yerel Yönetimimizi ve İl Trafik Komisyonunu ilgilendiren bir yazı zannımca… Muhataplarını, bilgilendirme ve edebi süslemeleri atlatarak, 3. 3 yıldızdan sonrasına, yani yazının son kısmına alabilirim… Teşekkürlerimle-

***

Benim anlamam mümkün değil!...

Tam bir kitap kurduyum…

Okurum, açlıkla okurum…

Hani elimden gelse,

Bir hamlede

Gözbebeğime doldurup,

 İç edecek kadar seviyorum kitapları…

“Asosyal-Karanlık Kedisi”

 Diye çağrıldığım günler hatırlıyorum da,

Ne kalabalıktım oysa…

Ne renkliydim…

Dış dünyadan soyutlanmış halim,

 Ve muhteşem dönüşüm…

Deriiin haz…

Baktığında görmek,

Duyduğunu değerlendirebilmek,

Oluşumu,

Evet deriin haz…

Yıllar geçti…

“Türk Milleti okumuyor” başlığı altında,

Okuduğum istatistikleri,

Trajikomik muhteşem karikatürleri,

Diğer ülke kıyaslamaları…

Anlamam mümkün değil…

Nasıl okunmaz, nasıl sevilmez, nasıl istenmez!…

***

Ama gerçeklik payını bilecek akıl fikir feraset yetisinde olmak sızısı ile,

Geçtiğimiz günlerde keşfettim…

Sosyoloji okuyorum ya,

Son sınıftayım ya,

Sınavlar yaklaştı ya,

Okuduğum Türk Dili Kitabındaki bilgi,

“İşte Bu” dedirtti bana…

Tamam okumuyoruz,

 Ama bir sorun önce,”Neden Okumuyoruz!!!…”

Ey millet,”Biz belgelerle izlenebilen 1350 yıllık Türkçe Dil tarihi boyunca 13 farklı alfabe kullanmış ataların torunlarıyız…”

Tarihte bizler kadar alfabe değiştiren bir toplum daha yok...

İşte size keşfim…

Okuma oranı düşüklüğümüzün nedeni,

 Hala geçerliliğini koruyan, her şeye bir söz bulan "ATALARIMIZMIŞŞŞŞ!…"

Desem, çok hoşunuza gidebilirdi eminim…

Ama demeyeceğim…

Çünkü alakası yok…

Bakmayın 200- 300 sözcükle,

Hatta sıfır sözcükle günlük hayatlarımızı idame ettirdiğimize…

Dilimiz karın kadar zengin, zenginliğinin nedeni de bu değişiklikler,

Bunlar derin mevzular!…

Okumuyoruz tamam,

Ama bir sorun niye;

“Eğitim sistemimiz tam bir siyasi kurban,

Kapitalizm efendilerinin 3. Dünya ülkelerine armağan ettiği,

Fazla tüket - fazla üret ki,

Birileri cep doldursun mantığı,

Medyanın yaşam standardı hırsını,

İnce ince işleyip maddiyata dayandırması,

Falanlar-filanlar…

Zaman mı var!!!…

“E ne zaman okuyacağız ki?...”

Siz de haklısınız…

***

Suçlusu, sorumlusu kimse de,

İki taşın arasına yine asıl konuyu sıkıştırayım;

“Haydi insanlar okumuyor,

Hayat gailesinden zaman bırakmıyorsunuz,

Derdiniz siyasi erk,

Derdiniz seçilmek,

Siz neden okumuyorsunuz?...”

Okuyarak, köşelerinde sorunları dile getiren bizleri neden okumuyorsunuz?...

Soralım mı bi, ‘Niye?...’

Zamanınız, mekanınız, yeriniz mi dar?...

Olsun yine de okuyun…

Yine hergün geçtiğim bildiğim güzergah ve belki nicesi,

Bildiğim,

İzzet Baysal Caddesi’nin Yukarı Çarşı Mevkine dönen,

O yokuşun başındaki göbek ve dibindeki toplu taşımadaki iniş-biniş noktası…

Her gün ama hergün,

Ne yana döneceğini araç lisanı yani sinyalle belirtmeyen sürücülere,

Okuduğum dualar,

Göbeğin orta yerinde kalakalmışlığım,

Yol boşken görüş alanımı tamamen kapatan,

Yolcu almak indirmek için bekleyen otobüsler…

Şimdi okuyorsanız eğer,

Trafik lambası koymayın tamam,

Yaya geçidi yok olsun tamam,

Ancak,

Rica minnet, arz ile bildiriyorum ki,

Allah rızası için o belediye otobüs durağını bir,

10-20-30 metrecik yada ne uygunsa ileri çekin!…

Ben iletiyorum,

Yaşadığı alandaki sorunlarını size dile getirenleri okuyun, dinleyin,

Lütfen ama lütfen…

Oyumu değil ama,

İronik dualar yerine hayır dualarla anılacağınızı garanti ediyorum…

İlerde’ATA’ olacağınız günleri hayal edin yeter…”

Ne demiş atalarımız;”………..”- Konuyla ilgili bir söz söylememelerinin şaşkınlığııı, A-aaaa!!!-

Okuyan, dinleyen, ciddiye alan, sorunlara çözüm getiren tüm sorumlulara,

Saygı ve selam ile…