
05304670437
Ümit Turpcu
"İnsan yaşadığı yere benzer
o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
suyunda yüzen balığa
toprağını iten çiçeğe
dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine..."
Der, Edip Cansever “Mendilimde Kan Sesleri” adlı muhteşem şiirinin dizelerinde…
“İnsan yaşadığı yere benzer!…”
Düşündürücü ve söylendirici!…
Doğal yaşam koşullarının, iklimin insanda fıtrat ve fikriyat olarak mutasyona yol açtığı bilimsel olarak şahitli ispatlı, doğru…
Ama son yıllarda “Eşref-i mahlûkat” âdemoğulları olarak, en büyük onursuzluğu yapıp, kendisini yaşatan, besleyen, soluklandıran doğaya, kalıcı hasarlar bahşedip, hilkat garibesi değişime neden oluyoruz, bu da doğru…
Doğal olan, doğayı kendi haline bırakmakken,
Mesela Hasankeyf kültür ve doğa zenginliğini sular altına gömmeye/kurtarmaya(!) çalışıyoruz, Kaz Dağları’nın altında “altın” aramaya hücum ediyoruz değil mi?... Sonra Rize İkizdere cennetine baraj kurmaya kalkıp sonra örgütlü çaba ile “ SİT alanı ilan edildi” diye sevinebiliyoruz…( Son dakika haberi alt yazı olarak kabul edin; Çevre ve Orman Bakanımız Veysel Eroğlu İkizdere’nin SİT alanı ilan edilmesine “CİNNET” demiş bulunuyor!!!… Cinnet geçirmemek elde değil!...)
Biliyorum ki doğa dilinden gelse, ananın evladına edemediği beddua gibi;“ Odi profanum vulgus et arceo" yani “İnsan sürüsünden nefret ediyorum ve uzak duruyorum -Horatius ” diyecek…
Üzerine tuz biber, çevremiz gibi kentlerimizin de, yolunu, belini, kaldırımını, havasını, suyunu, trafiğini bir güzel benzetmişken(!),
Ben yaşadığım yere, Bolu’ya benzemeyi reddediyorum!!!…
Edibin dediği gibi;
Eğer yemyeşil ormanlarına,
Dağlarının, yaylalarının çam kokan tertemiz havasına,
Abant’ında açan nilüferine, alabalığına olmadı sazanına,
Yedigölleri’nde şelale şelale akan suyuna,
Gölcük’ün büyülü güzelliğine, benzetecekseniz, tamam…
Ama kent içinde bir yerlere benzetecekseniz, olmaz!…
Neden derseniz;
*Altyapının yapısızlığı nedeniyle, yağmurla gelen sokak göl manzarası seyirliği,
*Nerede çam, genzimizi yakan kükürt kokusu,
* Musluğumuzdan akan çok şükür kireçsiz ama ne idüğü belirsiz pas sarısı suyu,
*İzzet Baysal ve Şehit Kani Caddesi’nin kesiştiği kaldırımdaki BEŞ BASAMAĞIN BEŞ YILLIK ADIMALMAZ VE TEHLİKELİ çirkinliği,
*Meydanlardaki çarşılardaki teneke/tabela kirliliği,
*Altı üstü iki meydanımızdaki pano reklâm aşımının göz yoruculuğu,
*Alt üst derken atlamak olmaz… Hani cici ve kalıcı geçitlerimizin her geçişte okuttuğu “Allah akıl fikir vere” duası,
*Yine elde avuçta bulunan tek büyük meydanımızın, “Kardelen’imizin Ne Suçu Var” dedirtecek bir vukuata kurban gidebilecek olması,
*Kaldırımların dağ tepe aşma modundaki bozuklukları ve darlığının getirdiği daralı,
*Köstebek yuvasını andıran yolları (ki doğalgaz çalışmaları nedeniyle az biraz hoşgörüyoruz)
*Şehir içi trafiğinin navigasyon aleti gerektirmesi, (gerektirmesi bir yana işe yaramayacak olması çarpıcı bir gerçek)
*Akrobatik yetenek ve zekâ icap ettiren dolambaçları, birbirini kesmeyen kavşaklar, birbirini karşılamayan, kavuşamayan garip yollar, (Karacasu, Gölköy üniversite yolu, Sağlık Mahallesi ve hemen her yerde görmek mümkün)
İşte bunlar için; “Benzemek istemem bu yere…”
Sizlerde istemezsiniz…
Derseniz ki boynunuzu büküp de; “Yaşadığımız yerin, kentlerin suçu yok… Aslında biz onu kendimize benzetiyoruz…”
Tek sözüm;“Eyvallah” olur…
Saçımız başımız gibi kafamızın içi de karışık ve kavgalı… Kaşımız gözümüz kaymış, üstümüz pasaklı, bir de çarpık adımlarımız yamultmuş, adımladığımız kenti…
Aslında sadece Bolu değil tüm şehirler için geçerli şu söyleyeceklerim; “Kentleri için çabalayan, el ele vermiş, sen ben kavgasından vazgeçmiş, yangından mal kaçırır gibi değil, aceleye getirmeden düşünülüp planlayarak geliştirilen projeleri hayata geçiren, mutabık, koordineli, kontrollü yöneticiler, başkanlar, müdürler olsa diyorum hani…
Hani bir de bizler, çevreye duyarlı olsak, yakıp yıkmasak, kirletmesek, kokutmasak, en azından elindeki çöpü, kovasına atma yetisine sahip olsak istiyorum…”
Hani sonra derin bir iç çekişle demesek;
“Kendimize benzettik, kahretsin!…”
Bunun yerine, desek hani;
“Işık ışık aydınlığız, temiz ve güzeliz, yaşayan, yaşatanız… Yaşadığımız yer mi bize, biz mi ona benzeriz bilmeyiz ama ŞİİR gibi benim İNSAN ŞEHRİM…”
Ve desek yine;
“Ben buraları ve insanlarını seviyorum”,
Mazlum Çimen’in dizesi gibi;
Taaaa; “Sokağın tavanı kadar…”
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- HENÜZ HAYATTA İKEN…
12.04.2014 - TERSİNDEN OKU BAKİMM “O YOKSA HİZMET YOK"
28.03.2014 - YOK ARTIK BASIN
17.03.2014 - SEN AKLIMIZI KORU YARABBİM
16.03.2014 - NE GÜZEL İNSANMIŞSIN BE DELİ
8.03.2014 - METİN OL ÜMİT
25.01.2014 - LÜTFEN BEKLEME YAPMAYINIZ
19.01.2014 - UMUTLARI SATIN ALMAK
7.01.2014 - Bİ CİDDİ OLSANIZ ARTIK
2.01.2014 - SİYASİ ERK OKUMUYOR AMA BİR SORUN”NİYE”
17.12.2013
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
mehmet tazegüney
yazınızı yeni okuma fırsatı buldum.....gerçekten güzel...