Abdullah Danışman

     Bir bayramı daha geride bıraktık. Dualarda şehitlerimize ve depremde ölen vatandaşlarımıza rahmet, yaralılara şifalar ve kalanlara da sabırlar şeklinde Allah’a iltica ettik. Kendine güvenen, güçlü ve huzurlu bireylere sahip  bir ülke olma isteği de dualarımızın bir başka babıydı. İşte bir bayram böylece dualarla geçti gitti. Kurbanlarımızla kurbiyete erebildiysek ne mutlu bize, gerisi oyun ve eğlence. Gelecek yıl kurban bayramına kim öle, kim kala …

***

7.2 büyüklüğündeki Van depreminden 17 gün sonra meydana gelen  5.6  büyüklüğündeki deprem ile sistemdeki fay hatları da oynamaya başladı. Hasar tespit fayından başlayalım. Van’da meydana gelen ilk deprem sonrasında Afet ve Acil Durum Yönetimi yetkililerinin çok sayıda kurum ve konutlarda hasar tespit yaptığı belirlendi. Radikal Gazetesi'nin haberine göre, depremin ardından yıkılan Bayram Oteli için ‘hangi kurumdan olduğu henüz tespit edilmeyen bir grup mühendis tarafından rapor hazırlandığı ve bu raporda da oturulabilir dendiği’ ortaya çıktı. Ancak raporu hazırlayan kurum bir türlü belirlenemedi. AFAD Genel Merkezi Van’daki AFAD mühendislerinin raporu hazırlamış olabileceğini söylerken, Van’daki AFAD yetkilisi ise raporun Ankara’dan gönderilen mühendisler tarafından hazırlanmış olabileceğini söylüyor. Otel sahibi Aslan Bayram da mühendislerin gelip inceleme yaptıktan sonra oturulabilir diye rapor verildiğini doğrulayarak, “ben de o yüzden evimde değil otel de kalıyordum” dedi. Van Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Bedrettin Anaran da raporu doğruladı. Ancak raporu kimin hazırladığını o da bilmiyor. Bu hasar tespit fayının nereden nereye uzandığının acilen çözümlenmesi gerekiyor. Eğer bu haber doğruysa, sistem kontrol noktasında iflas etmiş demektir. Bunu kimse izah edemez. Habere göre de zaten izah edilemiyor ve omuz pası yapılarak vakit kazanılmaya çalışılıyor. Sayın Başbakan bu rezalete bir an önce son noktayı koymak için gereken talimatı vermelidir.

***

Haber ve habercilik anlayışımıza mübarek bayram sonrası fazla derine inmeden eleştirisel bir yorumum olacak. Haber peşinde koşacak muhabirlere  mesleğin başında öğretilen, “köpek bir insan ısırırsa bu haber olmaz ama insan bir köpeği ısırırsa bu haber olur” anlayışı,  haberciliği etik olarak zor duruma soktu. Bu konuda yapılabilecek birşeyin de pek mümkün olmadığını son “7.2 Van” yazısı ile anlamış bulunuyoruz. 23 Ekim 2011 tarihinde  meydana gelen  7.2’lik deprem sonrası, Kimse Yok Mu Derneği'nin bayramın 2. günü Van'da oyun çadırında düzenlediği etkinlikte bir resim öğretmeninin bazı çocukların yüzüne “7.2 Van” yazması medyada tartışma konusu olmuştu. Bu tartışmanın perde arkası¹ çeşitli haber sitelerinde yorumlandı. Çocukların yüzlerine '7.2 Van' yazılmasını direkt olarak gören birisi olmadığım ve iddia edildiği gibi bu eylemin bilinçli  bir haber kurgulaması için olup olmadığını bilemeyeceğim için sadece yorumsuz olarak bu konuya değinmek istedim. Meramımı yazımın girişinde beyan ettiğim için “arif olan anlar” anlayışınıza sığınıyorum.

Selam ve dua ile.

(1). http://www.samanyoluhaber.com/h_714512_Gundem-cocuklar-cirkin-oyunu-desifre-etti.html