Ali Özdemir

Evrensel düzeyde bilgilerin aktarıldığı, fikirlerin yarıştığı üniversitelerden sürücü kursu tarzı okullara geçişin önü mutlaka kesilmeli. Son yıllarda Türkiye'de ve Kuzey Kıbrıs'ta bakkal dükkanı gibi üniversiteler açılmaya başladı.

KKTC'deki üniversitelerin bazılarında doğru düzgün bir kütüphane, laboratuvar, atölye, derslik bile yok. Bir binaya tabela asılıyor. Çeşitli kaynaklardan hocalar bulunuyor. Bir-iki slayt, üç-beş sayfa konu işlenerek diplomalar dağıtılıyor.

KKTC vatandaşı olan bireylerin hiç sınava girmeden, yıllık 5-15 bin TL para ödeyerek üniversite okumaları doğru bir yaklaşım olarak görülmüyor.

Düğünlerde kamerayla çekim yapan 40'lı yaşlarda, KKTC vatandaşı bir tanıdığım geçen gün hiç sınava girmeden X Üniversitesinin Hukuk Fakültesine girdiğini, bu yıl 2. sınıfta olduğunu söyleyince Türkiye'de hukuk okumak için sınavlarda 2 milyon kişi arasından ilk 20-30 binlere girmek gerektiği aklıma geldi.

Yıllarca ders çalışıp hukuka girenlerle, hiç bir sınava girmeden hukuk okuyanlar aynı statüde avukatlık, yargıçlık, savcılık yapacak. Bu adalet midir?

Başka bir yakınım KKTC'de İngilizce diliyle 1+4 yıllık elektrik mühendisliğini okudu. Bu ay mezun olacak. Kendisinin kompanzasyon, PLC, mikrodenetleyiciler konusunda hiç bir bilgisinin olmadığını, İngilizce dilinde yayınlanmış gazete ve dergileri okuyamadığını görünce ne diyeceğimi bilemedim.

Yine KKTC'deki bir üniversitenin bilgisayar mühendisliği bölümünün son sınıfında olan bir başka tanıdığımın PHP, ASP dilleriyle web sitesi yapmayı bilmediğini/öğrenmediğini görünce küçük dilimi yuttum.

Sürekli şenlik, festival, konser, eğlence, tatil ile yürüten üniversite eğitimine artık dur denilmelidir. Zira vasıfsız üniversite mezunları toplumun üzerinde yük olacaktır.

Ali Özdemir

Web: www.aliozdemir.net

E-posta: [email protected]