Ali Özdemir

2024 yılı itibariyle kişi başı yıllık gelirimiz 13.110 dolar imiş. Bunu TL’ye çevirirsek 411.000 TL çıkar. 4 kişilik bir ailenin toplam yıllık geliri 1644.000 TL, aylık geliri ise 137.000 TL imiş.

Türkiye’de 22-23 milyon aile var. Bunu 4 ile çarptığımızda 88 milyon kişi çıkar… Resmi rakamlara göre 86 milyon nüfusumuz var. İstilacıları da sayarsak Anadolu’da 95-100 milyon kişi yaşıyor.

Türkiye’de, evine ayda 137.000 TL giren aile miktarı yüzde 10’u geçmez.

Yüzde 10’luk çok zenginlerin parası fakirlerin cebinde görünüyor. Bu büyük bir efsunlamadır...

Kişi başı gelirin 13.110 dolar olmadığını herkes biliyor. Bazıları bunun “alım gücü paritesine göre” olduğunu söylüyor. Yani Türkiye’de kazanılan az para ile Avrupa’da yaşayan kişinin 13.110 dolar ile alabildiği malları edinebildiği de söylenmektedir.

Bu da büyük bir kandırmacadır. Ülkemizde araba, ev, beyaz eşya, telefon, et, süt, peynir, yağ gibi temel ürünlerin fiyatı Avrupa’dan daha pahalıdır. Avrupa’da bulunan ALDI, TESCO gibi zincir marketlerin web sitelerinden hakikat görülebilir.

- Tatillerini hep yurtdışında yapan

- Çocuklarını AB veya ABD’de okutan

- Hep ithal malları tercih eden

- Devasa evlerde oturan

- 100 km’de 15-20 litre yakıt tüketen ultra lüks taşıtları kullanan

- Binlerce dolarlık ithal elbiseler giyen

- Pırlanta, zümrüt, elmas için çuvalla para saçan

- Gardırobunda yüzlerce ayakkabı, elbise bulunduran...

Sonradan görme, reklam düşkünü, sosyete özentisi, israf hastalığına yakalanmış bir avuç aşırı zengin biraz tutumlu olsa ithalatımız azalır. Cari açık sorunu biter. Dışarıdan borç arama dilenciliğinden kurtuluruz.

Sonuç olarak ülkeyi krizlere, buhranlara, sıkıntılara sokanlar aşırı, lüks ve gereksiz tüketim yapanlardır.

Eğer zengin ağalar, büyük yöneticiler, zengin siyasetçiler, valiler, patronlar harcamalarını yarıya indirseler enflasyon düşer, kuyudan çıkarız