Ali Özdemir

Çeyrek asırdır mesleki ve teknik eğitim verilen okullarda görev yapan bir eğitimciyim.

Çalıştığım okullarda iş güvenliği ile ilgili dersler de okutuluyor. Ancak bu dersi ne eğitimciler ne de öğrenciler layıkıyle işlemezler (istisnai durumlar hariç). Yani dersin işlenişi yalap şap biçimindedir. 

Toplum olarak ilk yardım, iş güvenliği kurallarını bilmeyiz. Kazalara karşı güvenlik önlemlerini pek almayız. Satın aldığımız bir aracın, eşyanın kullanma kılavuzunu hiç okumadan, kurcalama yöntemiyle iş görmeye çalışırız. Boya yaparken maske takmayız. Taşlama tezgahında çalışırken gözlüğe gerek duymayız.

Yüksek gürültülü yerlerde kulaklık istemeyiz. Direğe çıkınca emniyet kemeri takmayı korkaklık olarak niteleriz.

Onca eğitime, yaptırıma rağmen hala bir çok sürücümüz emniyet kemerini takmadan sürücülük yapar.

17-18 milyon hanenin belki yüzde 60-70'indeki topraklama tesisatı standartlara uygun değildir.

Şöyle ki bir elektrik kaçağı olduğunda topraklama tesisatının sigortayı attırması gerekir.

Ama bir çok evde topraklama tesisatının uydurma olduğunu bizzat görmüş bir kişiyim.

Son 20 yıldır ev ve işyerlerine zorunlu olarak takılması gereken kaçak akım koruma rölesi, yangın koruma rölesi gibi şalterlerin çoğu ucuz Çin malları olduğu için gerçek anlamda koruma yapmamaktadır. 

Sonuç olarak iş ve trafik kazalarındaki ölüm rakamlarında dünyanın ilk 10 ülkesi arasına giriyoruz.

Örneğin Almanya'da 30 milyon kadar taşıt var ve kazalarda yılda 600 kadar kişi ölüyor.

Bizde 17 milyon kadar araç var. 6-7 bin kişi yollarda ölüyor.

Daha da ilginci kaza yerinde yaralı olan, hastanede ölen kişiler trafikte ölmüş sayılmıyor.

Onları da sayarsak yıllık 10 bin rakamını ve 10 milyar dolarlık maddi zararı buluruz. Özet olarak: İş güvenliğiyle ilgili derslerin, kursların matematik dersi gibi önemsendiği aşamaya geldiğimizde çağdaş devlet düzeyine erişebileceğiz. Evlerimizde kullandığımız sigorta, kaçak akım koruma rölesi, yangın koruma rölesi, anahtar, priz, kablo, seyyar, gaz alarm cihazı, ütü, fırın, çamaşır makinesi, klima, televizyon, saç kurutucu, ısıtıcı, kombi vb. gibi cihazları satın alırken mutlaka TSE, CE ve ISO damgalarını arayalım. 

Hiç bir kalite belgesi, garantisi, yetkili servisi, yedek parçası olmayan cihazları ucuz diyerek satın almayalım.

İngilizlerin çok bilinen bir sözü var: "Ucuz mal alacak kadar zengin değilim." Uzakdoğunun kalitesiz malları piyasalarda serbestçe satılıyor. Son derece kalitesiz olan donanımlar yangınlara, sakat kalmalara, kansere, çevre kirliliğine, ülkemizin cari açığının yükselmesine neden oluyor.

Ali Özdemir 

Öğretmen - Yazar - Yayıncı

Web : www.aliozdemir.net E-posta : [email protected]