
05304670437
Ali Özdemir
Dil bilimci değilim. Ancak Türkçe'nin dünyadaki en işlek, en mantıklı ilk beş dilden biri olduğunu biliyorum. Yazarken, konuşurken yaşayan Türkçe'nin sözcüklerini kullanmaya çalışıyorum. Öz Türkçeci değilim. Yani her sözcüğe illaki Türkçe karşılık bulmalıyız demiyorum.
Son yıllarda reset, restart, optimal, spesifik, CV, dezenfeksiyon, korelasyon, paradigma, konsolide, dilemma, korupsiyon, komplo, kompleks, kombine, printer, scanner, fax, sale, feniküler, plaza, rezidans, size, branch, master, detoks, dezenfekte, spin, start, flash disk, hard disk, ram, rom, screen, plazma, feat, fix, full, resesyon, air condition, finish, parking, WC, exit, entrance, pool, ticket, performans, top, like, login, print out, roof, check in, duayen, prömier, gala, shop, shopping center, showroom, pool, spa, plaza, centrum, loft, emergency exit, tolerans, boss, CEO, part time, wi-fi, wireless, pub, restaurant, cafe, patisserie, dry cleaner, polish, dialer, broker, anchorman, spiker, wellness, antiaging, spa, frikik, hall gibi dilimizi bozan, yozlaştıran, köleleştiren sözcükleri çok duymaya başladık...
İngilizce diliyle eğitim ilkokullara kadar indi. Üniversitelerimizin büyük kısmı uydurma (akıl dışı) sözcüklerden oluşan İngilizce ile eğitim vermeye doğru ilerlemekte. Tezli yüksek lisans yapmak isteyenlerin önüne İngilizce bilme (?) engeli konuyor. "Türk mutfağı" konusunda yüksek lisans yapmak isteyene bile garip İngilizce testleri ezbere bilme engeli çıkarılıyor. Akademisyen olmak isteyenlerden İngiliz vatandaşından daha çok dil bilmesini istemek bence ülkeye zarar vermekten başka bir anlam taşımıyor.
Reklam olarak anlamayınız. Kendimden örnek vereyim. Elektrik, elektronik ile ilgili tüm temel kitapları yazmış bir eğitimciyim. Bu konuyla ilgili teorik bilgilerin tümünü ezberimden anlatabilecek kadar birikimim var. İngilizce'yi de derdimi anlatacak, teknik metinleri çözecek düzeyde biliyorum. Hatta temel / pratik İngilizce ile ilgili 350 sayfalık bir kitap bile yazıp yayınladım. Ancak ÖSYM'nin yaptığı, akıllara zarar dil sınavlarından yüksek notlar alamıyorum. ÖSYM'nin yaptığı dil (!) sınavlarında İngiliz vatandaşlarının üniversite mezunları bile istenen notu zor alır bence.
Türkçe'nin zenginliklerini keşfettikçe diğer dillere olan saygım azalıyor. İngilizce'nin binlerce mantık hatası vardır. Harfin okunuşu, sözcüklerin okunuşu akıl dışı kurallara tabidir. Kanaatimce İngilizce ile bilim yapmak, edebi eserler vermek çok zordur. Devletimizin eğitimde, akademik çalışmalarda İngilizce dayatmasından bir an önce vazgeçmesi gerekmektedir.
Bugün bilimde, teknikte mükemmel eserler ortaya koyan Almanya, Güney Kore, Japonya, Hindistan, Brezilya, Kanada, Finlandiya gibi ülkelerde bizdekine benzer devasa engeller yoktur.
Bir robot yapmak, tohum geliştirmek, ilaç üretmek vb. için İngilizce bilmeye çok gerek de yoktur. Akıllı makineler yapmak için bilgisayar dillerinden bir iki tanesi yetmektedir. Örneğin Basic ya da C dilinde bulunan 100 kadar komut ile her türlü makinenin kodları yazılabiliyor.
Bilimsel yayınların çoğunun İngilizce dilinde yapıldığı doğrudur. Ancak ülkemizde görev yapan 150 bin kadar akademisyenin tümü İngilizce yayınları takip etmek zorunda değildir. Bu zaten mümkün de değildir.
Sonuç olarak Türkçe'ye saygısı olmayan yazarları okumuyorum. Yabancı dilde marka kullanan şirketlerin mallarını ve hizmetlerini almamaya, tabelasını Türkçe'den farklı dillerde hazırlayan işyerlerine uğramamaya çalışıyorum...
2007'de Almanya'da bir müzeyi dolaşırken tüm açıklamaların sadece Almanca olduğunu görmüştüm. Bunun neden böyle olduğunu rehbere sorduğumda Alman devletinin böyle bir zorunluluk getirdiğini öğrenmiştim. Almanların doğru yolda olduğu aşikardır.
Ali Özdemir
www.aliozdemir.net
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Gidişat…
9.08.2024 - Lüks düşkünü azınlıktan usandık
19.04.2024 - Arsız Zenginlere Mektup
3.03.2024 - Yerel Siyasetçi Uyutmaları
13.02.2024 - İsraf hastalığı
17.01.2024 - Ülkemizde Eğitimciler Çok Verimsiz Çalıştırılıyor
27.12.2023 - Bolu’nun Siyaset Ağalarına ve Halka Mektup
5.12.2023 - Asansörler neden düşüyor?
19.11.2023 - Mülakat saçmalığı ve Yetersiz Öğretmenler Sorunu
6.10.2023 - Ülkeyi batıran kim?
15.09.2023
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Dost
Şımarık Çocukları var.