
05304670437
Ali Özdemir
15 yıl okula gittim. Çok nitelikli öğretmenlerim de oldu, az nitelikli de… Mesela ilkokul öğretmenim Fazlı Erhan, ortaokul öğretmenlerim Zeki Işık ve Macit Tanrıkulu, lise öğretmenlerim Basri Uçar, Tomris Ulaş, Mustafa Namdar, Hamdi Ayyürek, Nevzat Soner, Mehmet Sarıhüseyinoğlu, Şenay Ünalan, Özcan Soner ve Muhittin Erküçük, üniversite öğretmenim Fahri Ünal’ı unutmak, saygıyla anmamak mümkün değildir…
Öğretmenlik, aklına gelen herkesin icra edebileceği bir meslek değildir. Diğer meslekleri asla küçümsemiyorum. Ancak gemi kaptanıyla geminin zeminlerini temizleyen kişi aynı değerde olmasa gerek… Bilimsel, sosyal, ruhsal, fiziksel yönden yeterli olmayan bireyler faydalı öğretmen olamazlar…
Onyıllardır yazılıp söylenmiştir lakin ben yine bir kez daha tekrar edeyim. Bir toplumun öğretmenlerinin kalitesi neyse toplum da aynı seviyede olur. Yani armut dibine düşer, süt neyse kaymak da odur, üzüm üzüme baka baka kararır vaziyeti söz konusudur…
Eğitimde dünya ortalamasının üzerinde olan Finlandiya, Güney Kore, Singapur, Avustralya vb. gibi ülkelerde en başarılı, en zeki, en becerikli, en yüksek puanlı, en çok bilimsel eseri olan kişiler öğretmen olabiliyor. Bizde ise son 50-60 yıldır çoğunlukla hiçbir bölümü kazanamayanlar bari öğretmen olayım diyerek üniversiteye gitmektedir.
Önde gelen eğitim sendikalarının yaptığı araştırmalara göre öğretmenlerin sadece yüzde 14-22’si kendini yenilemek, geliştirmek için seminerlere, kurslara, çalıştaylara, kütüphanelere, projelere, kongrelere isteyerek iştirak etmektedir. Bu veri çok can yakıcıdır.
21. yüzyılda bütün hizmet ve üretim süreçleri dijital teknolojilerin eline geçecektir. Yani yazılım, kod, uygulama (app), bilişim cihazları üreten ülkeler yüksek gelir sahibi olurken çöp kovası, tabure, gömlek, patates, süt, çimento, şeker vb. üretmeye devam eden milletler ikinci sınıf hayat sürdürecektir.
Ülkelerin gelişmişlik seviyesini gösteren en önemli rakamlardan birisi ihraç ettiği malların kilogram fiyatının ne olduğudur. Almanya, Güney Kore, Japonya, Hollanda vb. gibi ülkelerin dışarıya sattığı ürünleri kilo fiyatı 3.5-5 dolar aralığındadır. Bizim ise ne yazık ki 1.2 dolar seviyesini aşamamaktadır. Katma değeri yüksek ürünler yapabilmemiz için bilime, fenne, teknolojiye, yazılıma istek ile yaklaşan öğretmenlere daha çok ihtiyacımız vardır. E-posta yollayamayan, etkileşimli tahtada ders işleyemeyen, makale yazamayan, en azından bir yabancı dili orta seviyede olsun bilmeyen onbinlerce öğretmenimiz vardır.
MEB öğretmenlerin niteliğini geliştirmek için her yıl yeni projeleri devreye sokuyor ama eski köye gelen yeni âdetler pek kabul görmüyor.
Doktora, yüksek lisans yapan öğretmenlerle iki yıllık meslek yüksek okulunu bitiren öğretmenler hemen hemen aynı maaşı alıyor. Arada 50-200 TL fark var. Ek ders ücretlerinde yüzde 25-40 oranında bir fark var ama bu, ek ders bulamayan öğretmenlere bir fayda sağlamıyor… 2 yıllık yüksek okul mezunu ile 6-8 yıl yüksek öğrenim dersleri almış bir öğretmene aynı maaş verilir mi? Bu nasıl bir adalet anlayışıdır?
21. yüzyılda bir çok dersi, web üzerinden sanal öğretmenler, yapay zekalı yazılımlar, videolar ile verebileceğiz. Yeni eğitim modelini 100 yıl önce teoriler ortaya koymuş eğitim otoritelerinin söylemleriyle yüzdüremeyiz. Bilgi çağına uygun öğretmenler yetiştirmeliyiz. ÖSYM, öğretmen yetiştiren fakültelerin puanlarını tıp, hukuk gibi alanların seviyesine çekmelidir. 3-4 net yapılarak girilen öğretmenlik dönemi kapanmalıdır.
Tekrarlana tekrarlana tavsamış lafları yeniden dile getirmek yazının okunurluğunu azaltacaktır. Kısaca ifade edeyim: 30 yıllık uzman elektrik öğretmeniyim. Y ve Z kuşağı olarak nitelenen kesimden gelerek öğretmen olanların çoğunun hali içler acısıdır. Bu olgu bizi sıkıntıya sokacaktır. Sadece test sınavlarıyla seçilmiş olan kitle 2030-2040’lı yıllarda bizi daha da aşağı çekecektir.
Not: Bu kısa yazı 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle yazılmıştır. Karalama amacı yoktur. Siyasi amaç da gütmemektedir. Sadece öğretmenlerin içinde bulunduğu koşulları gözlem seviyesinde aktarmayı amaçlamaktadır.
Ali Özdemir
Yazarlar
-
Ahmet TÜRKANLAİKLERE HUTBELER 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.08.2024
19.04.2024
3.03.2024
13.02.2024
17.01.2024
27.12.2023
5.12.2023
19.11.2023
6.10.2023
15.09.2023