Emin Candan

Yeni bir takvim yılına girdik .

Bir gün öncesinde beklentilerimizi bir kağıt parçasına yazdık ve 

çam ağacının dallarına astık.

Hoş geldin yeni yıl dedik.

Sabahlara kadar eğlendik.

Öylesine sarhoş olduk ki ömrümüzden kocaman bir yılın bittiğinin bile farkına varamadık .

Oysa zaman o kadar değerli ki ,

Bir sene'nin kıymetini anlayabilmek için sınıfta kalan bir öğrenciye sorun.
Bir Ay'ın kıymetini anlayabilmek için prematüre bir bebeği dünyaya getiren anneye sorun.
Bir Hafta'nın kıymetini anlayabilmek için haftalık bir derginin editörüne sorun.
Bir Dakika'nın kıymetini anlayabilmek için treni henüz kaçırmış bir kişiye sorun.
Bir Saniye'nin kıymetini anlayabilmek için bir kazayı kıl payı atlatmış bir kişiye sorun.

***

Yaradan Asr suresinde “Asr’a (Zamana) yemin olsun ki “ der.

Zamanın kıymetini ve değerini  idrak edebilmemiz için.

“Beş şeyden evvel beş şeyin kıymetini bil “der sevgili peygamberimiz .

“ İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin, hasta olmadan önce sıhhatin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin, meşguliyetten önce boş vaktin ve ölmeden önce hayatın.”

Farz edin ki, her sabah hesabınıza 86.400 TL karşılıksız kredi veren bir bankanız var ama bir günden diğerine hiç bakiye devretmiyor.

Tutarı ne olursa olsun, kullanmadığınız bakiye miktarı her akşam iptal ediliyor.

Böyle bir durumda ne yapardınız?

Tabi ki son kuruşuna kadar çekerdiniz .

Her gün hanemize 86.400 saniye veriliyor .Her an’ın kıymetini bilmek lazım.

***

Peyami Safa “Medeniyetin sürate verdiği kıymet, vakte verdiği ehemmiyeti ifade eder.”derken yaşanan an’ın kıymetini dile getirir.

Ebu Ali Dekkâk ise şöyle demiştir  “Vakit, içinde bulunduğun andır. Yani zihnin ve gönlün neyle meşgulse senin vaktin işte odur. Eğer gönlün dünya ile meşgulse senin vaktin işte odur. Eğer gönlün dünya ile ise vaktin dünyadır, ahiret ile ise vaktin ahirettir. Eğer gönlünde neşe varsa vaktin neşe, hüzün varsa vaktin hüzündür. Yani sende hangi hâl galip ise vaktin odur.

***

”Zamanı iyi anlayıp iyi yorumlamamız  gerek.

Sûfi düşüncesi bu konuda şunu söyler

“Geçmişin düşünülmesi, geçmişle uğraşılması, insanın zarar etmesinden başka bir işe yaramaz. Geleceğin düşünülmesinde de sonuç aynıdır. Çünkü düşünülen gelecek yıllar, gelmeyebilir ve yaşanmayabilir. O halde insan, yaşanmaması muhtemel olan bir zaman üzerinde düşünerek, kaygılanarak ya da umutlanarak zihnini bulandırmamalıdır. Eğer bir insan, içinde bulunduğu hali en iyi şekilde değerlendirir ve faydalı bir biçimde geçirirse, geçmiş zaten iyi değerlendirilmiş olur. Bu durum gelecek için de bir hazırlık demektir.”

***

Unutmayalım Zamanın sahibine verilecek bir hesabımız var .

O yüzden yeni bir takvim yılına girerken, gidenin de ömürden bir yıl olduğunu hiç ama hiç unutmayalım. Zira zamanı ne kiralayabiliyor nede satın alabiliyoruz.

Saygılarımla