Emin Candan

Geçtiğimiz hafta sonu

her Bolulunun büyük saygıyla andığı İzzet Baysal’ın şehrimize kazandırdıkları adına

Şükran günleri nin 26.ncısı yapıldı.

Bu senede bu organizasyonu kent konseyi düzenledi.

Amaç hasıl oldumu bilinmez.

Ama sonrasında konsey adına

Nadir Garipoğlu’nunanlam verilemeyen açıklaması ,

Şükran günlerinden daha çok gündeme geldi.

Herkese teşekkür var ama İl Milli Eğitim Müdürü

İbrahim Çavuşoğlu’naTEŞEKKÜR  YOK.

İlginçtir yapılan açıklamadan da kimse bir şey anlamadı.

Zira sözlerinde vardı büyük bir  çelişki ,

Ne diyordu Garipoğlu ;

" İzzet Baysal Şükran Günleri’nin omurgasını oluşturan, olmazsa olmazların biri de Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanları ve öğrencilerdir. 

Görevlerini layıkıyla yapmışlardır.

Ancak onlara teşekkür edemiyorum.

İl Müdürü İbrahim Çavuşoğlu, her bulduğu fırsatta kendini met ederek teşkilatına teşekkür etmiş bize teşekkür etme fırsatı vermemiştir” 

Bu sözler 

Ne manaya gelmeliydi.

Bilen yok.

Bir gün sonra Mustafa Cop imzasıyla yazılan bir köşe yazısı.

***

“KOLAY GELSİN EFENDİM …

İYİ ÇALIŞMALAR …

AMA İŞİNİZ ÇOK ZOR …

MMMMMMM…

ÇÜNKÜ;AKPINARLI “SN.NADİR BEY”AĞABEYİMİZ…

SİZ…

HEP BEN BEN DİYORSUNUZ…

”BİZ” DİYEMİYORSUNUZ…

M.Cop

***

Sonra aklıma o meşhur hikaye geldi.

Adamın biri emekli olmuş.

Ona buna emir verme olanağını yitirmiş.

Ne karşısında saygıyla ayakta duranlar,

ne bir yere girerken saygıyla ayağa kalkanlar...

Kimsenin artık önemsediği yokmuş emekliyi.

Adam bu ilgisizlik karşısında bunalmaya başlamış.

O tarihte cami helaları önünde 

ihtiyacı olanlara parayla su satan ibrikçiler varmış.

Bizim emekli de orada kendine bir yer bulup, ibrikçiliğe başlamış.

 Ancak ayrı ayrı renklere boyamış her ibriği;

örneğin birini sarıya, ötekini maviye, üçüncüsünü kırmızıya...

Sıkışanlar hızlıca önüne gelip ibriklerden birine uzandılar mı,

oturduğu yerden:

- Bırak onu sarıyı al, dermiş...

Sarıyı alan olursa

- Bırak onu, maviyi al...

Sonrasında bir gün

adamın biri kaptığı gibi ibriğin birini

girer içeri!

Bizim ki durur mu?

-Çık dışarı, çık dışarı!

Ne yapsın zavallı,

Konuşsa altına yapacak,

Konuşmasa altta kalacak.

-Ne diyon hemşerim?!

-Ne diyonu var mı?

Bana sordun mu girerken içeri ?

önce bırak sarı ibriği

sonra al kırmızı ibriği

Adam susar

Çaresiz değiştirir ibriği!

Otururken düşünür

-Demek ki adamında var bir bildiği!

Çıkınca sorar.

Yahu hemşerim nedir bu garip davranışının sebebi?

İbrikçi oldu ya bizimki ,söylemiş hikmetini.

Geçti elime bir kez daha fırsat ,

Karıştırma ilerisini gerisini.

***

Kıssadan hisse .

Kent Konseyi adına yapılan bu anlamsız açıklama sonrası ,

Demesinler bu organizasyonun  başında da varmış bir ibrikçi