Emin Candan

 www.burasiduzce.com’da bir baş yazı .

Sene 1998 diye başlıyor ve o dönemde Bolu’da yaşananlar anlatılıyor.

Örnek olsun  Düzce 'lilere de  Bolu' nun düştüğü komik duruma   onlarda   düşmesin diye .

Ustam, Kaleme almış 12 yıl öncesinin Bolu’sunu  

Sonra da  bu günkü durumumuzu.

Okuyalım hep beraber,

Belki çıkarırız biz de yazıdan bir şeyler.

                    **                   **                   **

Sene 1998..

Bolu’da, Bolu Gündem Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliği görevini sürdürüyorum..

Gazeteye bir ilan geliyor.İlanda şehrin en merkezi yerinde, tam vilayet meydanında bulunan bir devlet arazisini bir markete kiraya verileceği duyuruluyordu.Üstelik ilanın ayrıntısına girdiğinizde, “Türkiye genelinde … mağazası bulunan” diye de adres belli edilmişti…

Halbuki Bolu, o arsaya bir anıt bina yapma hayalini yaşıyor ve onun içinde bir takım projeler geliştiriliyordu..

Bu ilanı görür görmez, zamanın Bolu Valisini de karşımıza alarak, gazete olarak bir kampanya başlattık.Başta Mimarlar Odası olmak üzere bir çok sivil toplum örgütü bu kampanyayı destekledi.Konu artık Bolu’nun gündemindeydi.Mücadele haftalarca sürdü.

Ve sonunda ihale iptal edildi..

**

Olay o kadar büyümüştü ki, ulusal basının köşe yazarları bile bunu köşesine taşıdı..İşteGüneş Gazetesi yazarlarından Atilla Kızıltan’ın yazdığı yazıdan birkaç paragraf;

“………….Yakın zamanda Bolu’nun en merkezi yerinde, Anıt Bina yapma kararı alınır.Bu bina, ilin çehresini değiştirecek, ayrı bir güzellik katacaktır.Ancak durum birdenbire tersine döner.Bu güzide araziye, valiliğinde desteğiyle hipermarket yapılması kararlaştırılır.Tek katlı, kötü görünümlü market için çalışmalar yapılır, ihale için şartlar düzenlenir.

Düşüncenin yanlışlığı yanı sıra, ihale şartları da ilginçtir.Buraya yatırım yapacak kuruluşun, Bolu dışında en az 8 adet hipermarketi olacak.Demek ihalenin verileceği adres, aşağı yukarı belli.Üstelik ‘Anıt Bina’ da ‘Anıt Market’ olma yolunda.Peki bu işe kim ‘dur’ diyecek.İşte yörenin Robin Hood’u, Bolu Gündem sahip ve çalışanları, büyük bir mücadele başlatıyor.Karlarla kaplı kentine ve kentlisine sahip çıkan o minik, o sıkıntı içindeki gazete, imkanlarını zorlayarak kamuoyu oluşturuyor.Valiliği bile karşısına alma cesareti gösteriyor, günlerce konuyu manşetinde işleyerek.Marketin başka bir araziye yapılabileceğini de vurgulayan gazete, bir çift elle yaptığı ‘kartopu’nu yerde yuvarlamaya başlıyor.Bolulu, gazetesini omuzluyor.Ekseni etrafında her dönüşünde büyüyen kartopu, ‘çığ’ gibi düşüyor yanlışın üzerine.Kazanan Bolu halkı oluyor. …………………….”

**

Sonra ne mi oldu?

O arsayı kiralamak isteyen dev market, özel bir şahsın arazisini kiralayarak büyük bir depoyu andıran binasını yaptı..

Sene 2010, o market hala o özel şahsın arsasında ki binasında hizmet ediyor..Bolu ise hala o nadide arsaya ne yapacağına karar veremedi..

**

Peki ben bunları neden yazdım?

Seneler geçiyor ama değişen hiçbir şey yok…

Sene 2010…

Düzce’nin en güzide yeri, bir hamburgerciye kiraya verildi..

Hepimize afiyet olsun…

Fatih Melih Maradit