Fatime Hilal ERDOĞAN

Çalışma hayatında insan birçok evreden geçer.

Yeri geldiğinde bir köle, yeri geldiğinde bir makineden farksız görülmüştür.

Günümüz koşullarında ise bilginin her geçen gün artan önemi ile birlikte insana verilen değer de bilgiye duyulan ihtiyaçla birlikte doğru orantılı olarak artmıştır.

Günümüzde şirketler insanın sadece fiziksel gücünden değil aklı ve bilgi birikimini de kullanmaya başladı.

Bu dönemden sonra insana artık insan olduğu için değer verilmeye başlandı.

Bu değişim sonucunda da “İnsan Kaynakları” önem kazanmaya başladı diyebiliriz.

İnsan Kaynaklarının amacı; şirketin stratejik planları doğrultusunda insan gücünün verimli kullanılması ve iş görenin gelişimini ve gereksinimlerini karşılamasıdır.

Şirketler “çalışanlar değerimizdir.”  sloganıyla İnsan Kaynakları faaliyetlerini sürdürmeye başladı.

Gerçekten bu aşamada insana bir “değer” olarak mı bakılıyor yoksa kar etme güdülerinin hırsıyla değer mi yitiriyoruz? Bu noktada İnsan Kaynakları departmanının ismiyle amacı arasında bir çelişki başladığını vurgulamak istiyorum.

 Buradaki “kaynak” kelimesi insana itici gelmektedir.

Çünkü insanı makineleştirme yolunda giden adımlardan bir farkı olmadığının kanaatindeyim.

İnsan” ile “kaynak” kelimesinin yan yana bulunması insanlarda İnsan Kaynaklarının kapitalizmin yeni bir oyununun parçası olduğu fikrini uyandırabilir.

İnsana bilgiye ulaşmakta en büyük kaynak olarak bakılıyor ve kar etme güdüsüyle tekrar insanın bir değer olduğu göz ardı ediliyor.

  Çalışanlarımıza bir değer yüklemeliyiz. Nasıl eşinize değer veriyorsanız çalışma arkadaşlarınıza da aynı oranda değer vermelisiniz.

Birisi bir ömür boyu vakit geçireceğiniz insan, diğerleri de çalışma arkadaşlarınız ve hayatınızın büyük bir bölümünü geçirdiğiniz mekânda birlikte olacağınız kişidir. Çalışanlarınıza bu gözle baktığınızda sizin için bir değer oluşturmaya başlar. 

Çalışanlarınıza kendi yararlandırdığınız imkânları sunmadığınız takdirde ve  çalışanlarınızla bir bütün olmayı başaramadığınız da çalışanlarınıza bir “değer” olarak değil hala “kaynak” olarak baktığınızın göstergesidir.

İnsan Kaynakları yerine İnsan Kıymetlerini kullanmayı “biz” olabilmenin ruhunu uyandırdığı için seviyorum.

Unutmayalım en donanımlı makinelere sahip olabilirsiniz ama entelektüel sermayenizin şirketinize bir faydası olmadığı sürece bunlar anlamsızdır.

Rekabet ortamında bir işletmeyi güçlü kılan “İnsan Kıymetleri”dir, zararlı aklı ve bunu etkileyen bedeni değil.

Saygılarımla…