Hamza Canbaş

                BOLU Belediyesi ile Ak Piliç arasında ipler iyice gerildi. Öyle sanıyorum ki, Ak Piliç’in sahibi Mustafa Aksoy ile Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ın birbirinin yüzüne bakacak hali kalmamış gibi görünüyor. Ancak ikisi arasındaki iplerin bu kadar gerilmesinin tek sebebi elbette ki basın. Birbirleri hakkında söyledikleri her sözü “Bak o senin için bunu söyledi, bu da senin için şöyle dedi” şeklinde anlamsız yazılar ikilinin arasının açılmasına neden oldu.

                Önce şunu belirtmeliyim ki, bendeniz bu kavgada Belediye’den tarafım. Belediyeden tarafım çünkü Büyüksu deresi benim için çok anlamlıdır. Çocukluğumun geçtiği yerdir. Bütün bunların yanı sıra olaya “çevre” konusundan da baktığımızda duracağım yer elbette ki Belediyenin yanıdır. Geçen haftaki yazımda da belirttiğim üzere Beyaz Et Üreticileri ilimizde ciddi anlamda çevre kirliliğine neden olmaktadırlar. (Bu cümlenin içersinde elbette ki şehir merkezinde bile bulunan tavuk kümesleri de dâhildir.) Hatta ve hatta konuyu biraz daha ileri götürürsek eğer, özellikle Mudurnu taraflarında orman katliamlarının nedeni bile bunlardır. Daha birkaç yıl öncesine kadar o kümesleri köylüler ne ile ısıtıyorlardı sanıyorsunuz.

                Ancak konuyu dönüp dolaşıp Beyaz Et Festivaline getirecek olursak eğer, Belediye Başkanından Somali için bir ışık belirdi. Konuyu festival komisyonuna ileteceğini ve değerlendireceklerini belirtti. Bence de çok iyi olur; çünkü “Özür dilemezse festival için Belediye’ye para vermem” diyen birisine festival düzenlenmesini doğru bulmuyorum.

                Başkan Yılmaz, Atatürk Orman Parkında düzenlediği basın toplantısında, Beyaz Et Festivali’ni, Belediye’nin düzenlediğini ve ülke genelinde üretimin ve istihdamın yüzde 30’unu karşılayan bir sektöre teşekkür amaçlı olduğunu söylemişti. Şimdi buradan Başkana soruyorum, “İstediğinizde size numune vermeyen, özür dilemezse benden festivale para yok,,, vs vs vs” diye bir sektöre mi teşekkür ediyorsunuz.

                Sayın Başkan, unutmayın ki hiç kimse babasının hayrına istihdam yapmıyor. Onlar sektörde var olma çabası içersindeler. Büyümezlerse, kendilerini geliştirmezlerse, işlerini düzgün yapmazlarsa, istihdamlarını artırmazlarsa ne olacaklarını biliyorlar. Hiçbir yatırımcı ülke menfaatini önde tutarak yatırım yapmıyor. Hemen hemen hepsi ellerindeki sermaye gittiklerinde yaşamsal koşullarının kötüleşmesinden ve ellerindeki parasal güçlerinin kaybolmasından korktukları için yatırım yapıp büyüyor.

Sayın Başkan,hiç kimse görevini yaptı diye halktan alkış beklemesin. İstihdam yapmayı, üretim yapmayı, ülkeye katma değer sağlamayı onlar kendileri tercih ettiler. Tıpkı sizin Belediye Başkanlığını tercih ettiğiniz gibi.  Hiç kimse tercihleri nedeniyle doğayı kirletme hakkına sahip değildir.

                Sayın Başkan Beyaz Et Üreticilerini şu soruyu sorun lütfen, “Neden tesislerini Büyüksu deresi kenarına kurdular acaba?” Mücavir alan ya da değil. Eğer siz kendinizden eminseniz günün 24 saatinin her hangi bir diliminde numune vermekten neden çekiniyorsunuz?

                Yine basın toplantısında Sayın Belediye Başkanı, neden gece numune aldıklarını da ayrıntılarıyla açıkladı. “Devlet dairesinde mesai saat 17,00’de bitiyor. Sağlık Müdürlüğü ekipleri geçe numune almıyor. Bu yüzden biz alıyoruz” diyerek Sağlık Müdürlüğü’nü göreve çağırmış oldu ve dolayısıyla Sayın Vali’ye de bir göndermede bulundu.