WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Hamza Canbaş

Hamza Canbaş
Hamza Canbaş
Tüm Yazıları
Lüks iftar(israf)lar
23.07.2013

                RAMAZAN ayının en güzel yanı insanların birbirleri ile olan kaynaşması ve yardımlaşmasıdır. Ramazan ayı ile birlikte zenginlerin gönülleri yumuşar gözleri fakir fukara arar.

                Yine ramazan ayında inanan insanlar iftar vaktinin sevincini hiçbir şeye değişmezler. Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa (SAV), “Oruçlunun iki sevinci vardır: Biri orucunu açtığı yani iftar vakti, diğeri de Allah’a kavuştuğu zamandır” diyerek iftarın önemini belirtmiştir. (Müslim) Ancak biz Müslümanlar için iftarın bir başka iyi tarafı da Allah için yardım etmek adına insanların birbirleriyle yarışmasıdır. İnsanlarımız adeta bir iftar seferberliği başlatırlar. Çünkü biliyorlar ki iftar demek bereket demektir.

                Ramazanın bir diğer özelliği ise, manevi havası içeresinde insanların arasındaki birlik ve beraberliği güçlendirmektir. Bu nedenle Müslümanların birbirlerine iftar vermeleri de güzel bir adettir. İftar fakirin hakkı olmakla birlikte, insanlar yakın komşularına, akrabalarına iftar vererek aralarındaki manevi bağlar güçlendirmektedirler.

 Osmanlı’da halk davetsiz olarak saraya iftara gidebilmekteydi. Padişah her akşam sarayda halk için iftar verirken gelenlere “diş kirası” adı altında çeşitli hediyeler verilirdi.

                Gelelim günümüz de iftar adı altında yapılan israf sofralarına. Önce masanın etrafındakileri bir baktığımızda görüyoruz ki, birçoğuna değil iftar vermek belki ancak çay ikram edilebilir. Yanlış anlaşılmışın, “yemek yedirilmeyecek insanlar” demek istemiyorum. İftar verilmeyecek kişiler olduklarını söylüyorum. Zira kendileri her yönüyle ağırlanmaya şayan kişilerdir. Üstüne üstelik bu iftarlar yıldızlı otellerde yapılıp afaki rakamlar ödenmiyor mu işte en çok ben buna üzülüyorum.

                Hiç kimsenin, hiçbir kurumun muhasebesini yapmak bana düşmez ancak, üyeleri aidatlarını bile ödeyemezken, o üyeler icra dairelerinde borç içinde inim inim inlerken, Esnaf Odalarının, Şoförler Odasının yıldızlı otellerde iftar vermesi kadar günah hiçbir şey olamaz. Üstüne üstlük bu ballı börekli iftarlara katılıp methiyeler düzen, aman efendim ne güzel iftardı, yaman efendim ne güzel duahandı gibi şakır şakır yağ kokan yazılar yazan, yazarçizer arkadaşların aynı iftarı seneye de istemesi kadar günah yoktur diye düşünüyorum.

                Gazelle otelde iftar verip üstüne üstlük gazetecileri de çağırıp şov yapmaktansa kamyonunun senedini, taksidini ödeyememiş bir kamyoncu esnafının bir senedini ödemek alınabilecek en büyük dua değil midir? Sayın Nihat Alpat Öztürk abi deseydi ki, “Bu yıl iftar vermiyoruz ancak iki tane üyemizin aidatını siliyoruz ve kamyonunun iki taksitini biz ödüyoruz” deseydi kim ne diyebilir di ki?  İcralık olmuş, kepenk kapatmış esnafın icradaki iki dosyasını ödeseydi BESOB Başkanı SayınTahir Gayret daha iyi bir insan olarak gözümüze görünmez miydi? Dolandırıcılıkla anılan bir kurum bir anda gözümüzde büyümez, sempatimiz artmaz mıydı? Hadi geçin bunları Peygamberimiz (SAV) hoşuna gitmez miydi? Allah daha çok sevap yazmaz mıydı?

                Yooo, nasılsa parası bizim çepten çıkmıyor, öyleyse israfa devam. Ve muhtemelen oda başkanları şöyle düşünüyordur. “Kurumun parasıyla ağalık yapmak kolay, hem bazı yazar arkadaşlarda hakkımızda güzel şeyler yazıyor canım. Bir dahaki iftara o arkadaşı hemen yanı başıma almalıyım. Doğrusu iyi yağ çekiyor. Mübarek yazısını mutfak tezgâhında yazmış. Şimdiye kadar hiç kimse bana bu kadar yağ çekmediydi. Güzel oluyor muş.”

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar