Hamza Canbaş

İKİSİNİNbirbirleri ile bir akrabalıkları olup olmadığı konusunda kesin bir bilgiye sahip olmamakla birlikte akraba olduklarına dair bir duyum almadım. Haber kanallarında da “Sarıkaya” lar hakkında bu yönde bir habere ve haber analizine de rastlamadım.  Görevden el çektirilen İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sadretin Sarıkaya ile yine bir devlet büyüğü hakkında soruşturma açan ve sonrasında HSYK tarafından ihraç edilenFerhat Sarıkaya’dan bahsetmek istiyorum.

KCK soruşturması sırasında edindiği bilgiler çerçevesinde dört MİT Mensubunu ifadeye çağıran sonrasında da gelmedikleri için haklarında yakalama kararı çıkartan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya, bana, eski Genel Kurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt ve olaya karıştıkları iddia edilen bazı askerler hakkında soruşturma açan Hakkâri Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya’yı hatırlattı.

Esasında bu iki savcının, sorumlulukları altındaki dosyalardan el çektirilmesi bizim ülkemizde kanıksanacak bir hal aldı. Özellikle Ergenekon ve Balyoz davalarına bakan birçok savcı “bizce bilinmeyen bazı” nedenlerden dolayı baktıkları davalardan el çektirildi. İşin tuhaf tarafı ise, görevlerinden el çektirilen birçok savcının daha sonra haklı oldukları ortaya çıktı.

Gerçekten bir hukuk devletinde yaşıyorsak, hukuk karşısında herkes eşit olmalıdır. Hz. Ömer’in adaletini bu ülkede tesis etmeyi kendisine ilke edinmiş bir hükümete şunu hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Bilinmelidir ki, Hz.Ömer bir köle ile birlikte yargılanmış ve kadı haksız olduğunu söyleyince köleden özür dileyerek, mahkemenin kendisine verdiği cezayı ödemiştir. “Hiç kimse bizden ateist bir toplum yetiştirmemizi beklemesin” diyen bu ülkenin Başbakanı “Hiç kimse bizden adaletsiz olmamızı da beklemesin” diyebilmeli ve bunu da icraatlarında göstermelidir. Partisinin isminde “Adalet” sözcüğü olan ve iktidarda bulunan bir siyasi parti hukuk adamlarıyla bu kadar kolay oynarsa kesinlikle adalet yara almış demektir. Kaldı ki, bugüne kadar görevlerinden el çektirilen bütün savcılar haklı çıkmışlardır. Yıllar önce Hakkâri’deki olaylar nedeniyle Genel Kurmay Başkanıyla birlikte o bölgede görev yapan astsubaylar hakkında dava açtığı için görevden uzaklaştırılan ve haklarına tekrar kavuşan Savcı Ferhat Sarıkaya’nın yıllar sonra yürüttüğü soruşturmadan sanıkların birçoğu hakkında yargılama bitmiş ve 30 yılın üzerinde hüküm giymişlerdir.

Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda KCK soruşturması sırasında edindiği bilgiler nedeniyle MİT mensuplarının ifade vermeleri gerekiyorsa, hiç kimse gocunmadan adalete teslim olmalıdır. Bu ülkede hiç kimse bu ülkenin istihbaratçılarına toz kondurmamışken, adaletten bu şekilde kaçıyor olmaları insanlarımızda bir güvensizlik ortamının doğmasına neden olmaktadır.