Hamza Canbaş

           BİZİMBolu’daki basın, Belediye’ye yağcılık olsun diye yine bir bardak su da fırtına kopardı. Neymiş efendim, Aytaç Eskicioğlu, Mimarlar Odası Yönetim Kurulundan istifa etmiş.

           Bütün demokratik toplumlarda olması gereken bir istifa kararını bu kadar dallandırıp budaklandırmak ve de bunu Mimar Odası ile Belediye arasında ki bir soruna dayandırmak benim algılayabileceğim bir durum değil. Velev ki böyle olmuş olsa bile Belediye’ye yağcılık yapacağız diye, bir başka kuruma çamur atmak hiç olacak iş değil. Ve de hiç doğru değil.

           Olayın bir başka yönü ise, İstifa eden Aytaç Eskicioğlu’nun, istifasına alkış tutan gazetelere “Mimarlar odası yer altıyla ilgilenmekten yeryüzüne çıkamadı” şeklinde açıklama yapmasıdır. Ben bu haberi okuduğumda doğrusu çok üzüldüm. Çünkü Sayın Eskicioğlu diyor ki, “…Mimarlar Odası’nın ve yönetiminin görevi sadece Bolu’nun yer altı olmamalıdır. Üyelerinin çıkarlarını korumak da sivil toplum kuruluşunun görevidir. Bu nedenle oda yönetimiyle görüş ayrılıkları yaşadım. Mimarlar Odası, yeraltıyla ilgilenmekten yeryüzüne çıkamadı…” Şimdi ben bu cümleyi okuduğumda işin doğrusu düşünmeye başladım. Mimarlar Odası üyesi birisinin ne gibi ve nereden“çıkarı” olabilir? Mimarlar Odası Yönetim Kurulu üyesi olmak, bir mimarın nasıl “çıkarlarına” engel teşkil ediyordur? Bunu çok merak ettim. Sayın Aytaç Eskicioğlu bana ve Bolu halkına hangi çıkarlarının elden gittiğini açıklamalıdır.

           Doğrusu, istifa herkesin en demokratik hakkıdır. Bir Sivil Toplum Örgütü içersinde olabilirsiniz ve yönetimde de bulunabilirsiniz. Çalışmak istemeyebilir siniz. Ama “çıkarlarım” korunmuyor diyerek istifa edilmesine ben doğru bulmam ve istifa olayının perde arkasını merak ederim. Bence Sayın Aytaç Eskicioğlu’nun istifa etmesi gereken yer Mimarlar Odası değil, Bolu Belediyesi Meclis Üyeliğidir. “Mimarlar Odası üyesi olarak benim çıkarlarımı korumuyor” diyerek istifa eden kişinin, Hem Ak Partili olması, hem Yapı Denetim Firmasının olması, hem Ak Parti’den Belediye Meclisi Üyeliği ve İmar Komisyonu Üyeliğinde bulunmuş olmasını, ben, Belediye’yi rant kapısı gibi gören kişidir diye algılarım ve ayıplarım. Bu tutum ve davranış dünyanın her demokratik ülkesinde böyle algılanır. Üstelik istifa edip giderken, Yönetiminden istifa ettiği kurumu kötüleyerek gitmesi, sanki başkalarına “Aman beni diğer mimarlarla karıştırmayın. Bak ben bu kurumdan ayrıldım. Ben siz ne derseniz yaparım. Aman sakın benim çıkarlarıma dokunmayın” mesajı vermektir.

           Şimdi, bir kez daha soruyorum ki, İstifa edip ayrılan Sayın Aytaç Eskicioğlu’nun korunması gereken çıkarı nedir? İstifa ettikten sonra, çıkarları korunmuş mudur? Yapı Denetim Firması Sahibi bir kişinin hem Belediye Meclis Üyesi, hem de İmar Komisyonu üyeliği yapmış olması etik midir?

           Ayrıca, yerin altındaki tarihi küçümsemek bir mimara yakışacak davranış değildir. Eğer, bir mimar böyle bir cümle kurduysa vay ki vayyyy bu güzelim ülkeye. Bence, Mimarlar Odası Aytaç Eskicioğlu hakkında tarihe hakaret ettiği için suç duyurusunda bulunmalıdır. Ben hep Merak ederdim, bizim ülkemizdeki tarihi eserler niye korunamıyor diye. Bunu da Aytaç Eskicioğlu’ndan öğrenmiş oldum. Meğer istifası bizim için hayırlı olmuş.

           Sahi niye İnşaat Mühendisleri ve Mimarlar, İmar Komisyonu üyeliği yapıyor? Bolu’yu çok mu güzelleştirdiler?  Cevabınız “evet” ise, İzzet Baysal Caddesinin durumu niye bu halde? Bolu bu haliyle ve görünümüyle yaşanır bir şehir mi sizce? Daha önceki İmar Komisyonlarında, yoksa eczacılar, bakalar, kasaplar mı vardı da, Bolu bu kadar çarpık bir kentleşme içersine girdi. Sahi, sahi, sahi, sahi… ne? Çıkar nerede?