WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Hamza Canbaş

Hamza Canbaş
Hamza Canbaş
Tüm Yazıları
BELEDİYE BAŞKANINA MEKTUP
27.05.2012

SEVGİLİ Başkanım!

Öncelikle saygı ve selamlarımı iletir, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim. Ortancalar ile ilgili şu an net bir düşüncem yok.

Sevgili Başkanım!

Kendime ait bir geleneğimi yıkarak, belki faydalı bir şey söyleyecektir diye Zat-ı âlinizin geçen haftaki Kültür Parktaki kahvaltısına katıldım. Bu benim, iki dönemdir başkanlığınızda katıldığım ikinci kahvaltıdır. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, kahvaltı da yediğimi üç zeytin, kibrit kutusu büyüklüğünde peynir ve yine kibrit kutusu büyüklüğünde börek üç bardak çay içmeme rağmen boğazımdan geçmedi ve hala daha boğazımda dizili duruyor.

1989 yılı seçimlerini çok iyi hatırlayacağınızı biliyorum. İktidar Partisi ANAP’ın gazetelere verdiği ilanlarda, koltuğa oturmuş bir adam vardı. Ve bu adam zincirlerle koltuğa bağlanmıştı. Ve bu fotoğrafın altında, “Siz ANAP’ın dışında bir başkan seçerseniz, sizin seçtiğiniz başkan işte böyle olur ve sizlere hizmet veremez” diyordu. Mutlaka bu reklamı da hatırlamışsınızdır. Çok şükür sizin böyle bir durumunuz yok. Ama sizden önceki başkanların durumu o ilandaki fotoğraftan farklı değildi. Samimi olarak söylüyorum ki, bu mantıkla bakıldığında bu yüzden siz Bolu için gerçekten bir şanssınız. Belediyeler her zaman iktidarla aynı partiden olduğu zaman hizmet verebiliyorlar. Geçmişi karalayarak, geçmiş başkanların kendilerinin olmadığı ortamlarda arkalarından eleştirerek yaptığınız işleri halka sevdiremezsiniz.

Sevgili Başkanım!

“… Dünya karşılaştığınız fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinizle ilgilenir.”Şeklinde Milattan önce 9.Y.Y’da yazılmış “Oğul” diye başlayan bir sözün var olduğunu sizlere hatırlatmama izin verin. Bu söz birçok yerde özellikle de önemli bir söz olduğu için yurtdışında birçok yerin duvarında yazılıdır. Misal, Vatan gazetesi yazarlarından Murat Çelik Umman gezisi sırasında kaldığı otelin yemek salonu girişinde bu sözün yazılı olduğunu belirtiyor.

Sevgili Başkanım!

Kahvaltıdaki üslubunuzla kendinizi hiç kimseye sevdiremezsiniz. Bu üslubunuza rağmen kim ki size, sizi sevdiğini söylüyorsa, yüzünüze gülüyorsa o şahıstan hemen uzaklaşın, etrafınıza dahi yaklaştırmayın. Çünkü en büyük tehlike o dur. Başkanlık makamı hiç kimse için ağlama duvarı değildir. Basından dert yanıyorsunuz ama dua edin Bolu’da çok ciddi bir basın kuruluşu yok. Ben basının sizin her dediğinizi yazdığını biliyorum. Hasretle bir TV kanalının açılmasını bekliyorsunuz, sanki o TV kanalı size özel yayın yapacakmış gibi bir his uyandırdınız bende. (Yakında bir TV daha açılıyor. O açıldığında sizlerele daha çok paylaşacağım türünden sözlerinizden bu anlaşılıyor.) Oysa zaten mevcut yerel TV’de görüşlerinizi aktarıyorsunuz.

Sevgili Başkanım!

Evet, siz, Bolu’ya arıtma tesisi kazandırdınız, Asfalt ve beton santralleri kazandırdınız. Yolları üç kata çıkardınız. Çevre yolları yaptınız. Alt geçitler üst geçitler vs vs yaptınız. Bolu’nun su problemini çözdünüz. Alt yapısını yeniden yapıyorsunuz. Kaçak suyun önüne geçtiniz. Atatürk Orman Parkı ve Karaçayır Parkı sizin eseriniz. Siz bütün bunları Allah rızası için mi yaptınız? Yoksa Vatandaş takdir etsin diye mi yaptınız? Allah kendisi için yapılan iyi işlerin karşılığını mutlaka size verecektir. Yok, ben bunları vatandaştan alkış bekliyorum diye yaptıysanız, İnsanoğlu her zaman daha fazlasını ister bilesiniz.

Sevgili Başkanım!

Gerçekten üslubunuz sert ve esprilerinizin yanlış anlaşılmasına neden oluyor. Örneğin siz kahvaltı sonrasında, Sabri İnceler hocaya, “Sendi mi geldin” diye şaka yollu bir soru sordunuz. O ana kadar sessiz sakin oturan Sabri İnceler hoca, size, “Bu soruyu sorduğunuz için gerçekten geldiğime pişman oldum” diye cevap verdi. Oysa siz ona, “Hocam rahatsızdınız, neden gelme zahmetinde bulundunuz” demek istemiştiniz. Ama ah o üslup yok mu? Bu yüzden sakın ola ki espri yapmayın.

Sevgili Başkanım!

Sizin gibi ufku geniş bir Belediye Başkanının bulunduğu bir kent elbette ki daha yaşanılır olmalıdır. Ancak göz ardı ettiğiniz bir şey var ki, siz Kültür Parkı, Hisar Tepeleri ile uğraşırken şehir içindeki umumi tuvaletler girilmez durumda. Örneğin, Saraçhane Camii önünde yaptırdığınız tuvaletin ücretsiz olması hizmet olarak algılansa da, pislikten yeterince hizmet veremiyor. Keza diğer umumi tuvaletlerin müstecirleri olsa da onların da durumları pek farklı sayılmaz. Sadece para alıp, akşamdaaaan akşmaaaaa yapılan temizlik işe yaramıyor. Kısacası, bu umumi tuvaletlerin kontrol edilmesi gerekiyor. Oysa bir beldenin medeniliği, umumi tuvaletlerinin temizliğinden belli olur. Bu yüzden zat-ı âliniz bu konuya da el atarsa Bolu’ya önemli bir hizmet daha yapmış olacaksınız.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Muhittin

    Muhittin

    20.10.2011 17:30

    Eline sağlık kardeş.

Yazarlar

Haber İhbar