Hamza Canbaş

                SONgünlerde ülkemizin ana gündem maddesi kürtaj oldu. Bu kelimeyi ülkenin koskoca Başbakanı durduk yerde kullanınca meclisteki koskoca adamların hepsi birer jinekolog edasıyla etrafta dolaşmaya ve gördükleri mikrofonları konuşmaya başladılar. Birçok vatandaş, yolda gördükleri hamile hanımlara acıyarak ya da dudak bükerek bakmaya başladı. Ayrıca,“Garibim keşke zamanında kürtaj yaptırsaydı” şeklinde konuşmalar da altı başını gidiyor. Ne kadara ayıp, ne kadar hayâsızca, ne kadar acımasızca.

                Bir cenin üzerinden siyaset yapmayı benim aklım almıyor. Elbette ki yasal düzenleme gerekiyordur. Elbette ki, kürtajın önlenmesi ve bu hususta bir takım yaptırımların olması gerekiyordur. Ancak kadın bedeni üzerinden, doğmamış cenin üzerinden kıyametler kopartmak akla ve i’zana uymuyor. Bu konu, konuyla ilgisi olan kişilerin bir araya gelip, sessiz sedasız tartışacağı biri konu olması gerekmiyor mu? Bir kadınının bedenini pespaye bir şekilde ülkenin gündemine taşımak nasıl bir siyasi anlayıştır? Anlayan varsa birisi bana anlatsın lütfen.

                Bu konu bana göre Ak Parti hükümetinin son demlerine yaklaştığını gösteriyor. Bu konu Ak Parti hükümetinin oynadığı son kozu gibime geliyor. Zira Ak Parti’den önceki hükümetler döneminde ne zamanki ülkenin gündemine başörtüsü sorunu ya da İmam Hatip Liseleri sorunu gelse, mutlaka meclisten bir sürü aleyhimize yasa çıkartılırdı. Bu yüzden ülkenin gündemi ne zaman başörtüsü ya da İmam Hatip Liseleri olsa ben heyecanlanır ürperirdim. Zira durduk yerde bir Üniversite’de başörtüsü sorunu çıkmış ise akşamına meclisten işçinin memurun sendikaların aleyhine uyduruk yasalar geçiyordu. Önceki hükümetler gündemi değiştirmek için başörtüsünü kullanırken, Ak Parti hükümeti somut delili farklılaştırarak, gündemi değiştirmek için aynı yöntemi kullanıyor. Yıllardır başörtüsü serbest bırakılsın diyenler, “Başörtülü kızlar Üniversiteye giriyor” diye yaygara kopartamayacaklarına göre, Ak Parti’de kürtajı ortaya attı. Eeee, o zaman Ak Parti’nin bir önceki siyasetçilerden farkı var mı? Ha başörtüsü meselesi ha kürtaj meselesi ikisi de aynı değil mi?

                Biz ulus olarak her nedense kadın üzerine yapılan tartışmaların üzerine balıklama atlıyoruz. Biz hep birlikte önümüze konulan suni gündemleri tartışırken, perde arkasında asıl yapılmak istenilenleri gözden kaçırıyoruz. Bakın biz kürtaj tartışırken perde arkasında neler olup biti, neleri kaçırdık.

—     Anayasa unutuldu. Oysa halkın yüzde 68’i Anayasa’nın tümden değiştirilmesinden yana.

—     Uludere sulandırıldı. Çıkıp devlet özür dileseydi ve de ilgili makam görevini bıraksaydı bu konu çok daha güzel çözülürdü.

—     Memur maaşları güdük bırakıldı. Meclis danışmanlarına bile yüzde yüz zam verilirken memur 4+4’e eyvallah dedi.

—     Bedelli askerlik gözden kaçırılıyor. Ne oluyor ne bitiyor. Vatandaşın bu konudan hiç haberi yok.

—     Atama bekleyen on binlerce öğretmenin sorunu hasıraltı edildi.

—     THY’de işçiler haklarını aradıkları için çıkartıldı. Şöyle ağız tadıyla bir işçi patron görüşmesi olmadı. Her şey oldubittiye getirildi.

—     Kadro değişiklikleri göz ardı edildi. Senin adamın gitti benim adamım geldi. Ancak sistemin ruhu yine aynı kaldı. İş ehline verilmedi. Senin adamın gidince ben yarın kendi adamımı getiririm anlayışı devam ediyor.

—     3.Köprü ihale edildi ve bizi Bolu Dağı tünelinde milyonlarca dolar zarar ettiren Atstaldı firmasına iş verildi.

—     Ülkemizin tarihi dokusunu kökten değiştirecek olan “Kentsel Dönüşüm Yasası” meclisten geçiverdi. Bu bağlamda Tarihi Kızılay Hamamı tarihi eser olmaktan çıktı(!)

—     Ergenekon ve Şike davaları sessiz sedasız devam ediyor. Muhtemelen bu davaların sanıkları bile kürtaj tartışıyordur.

Ali yat uyu.

Uyu uyu yat.

İyi uykular güzel ülkemin güzel yurttaşları.

Komşunun gelini çocuğunu düşürmüş. Neeee ne zaman olmuş… Ananın nikahı…