Hamza Canbaş

                BİZ halk olarak seçip meclise gönderdiğimiz vekillerimizden fazla beklentiler içersinde olduğumuzda, beklentilerimiz gerçekleşmediğinde de hayal kırıklığına uğruyoruz.

                Oysa milletvekillerinin görevi anayasada belirtilmiştir. İsterseniz önce seçip meclise gönderdiğimiz vekillerimizin asli işleri nelermiş onları anlatayım. Bir kere artık onlar TBMM’nin birer üyesi olmuşlardır. TBMM için Anayasamızda hangi hükümler var ise, aynı hükümler vekillerimiz içinde geçerlidir. “TBMM'nin başlıca görev ve yetkileri ise, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmaktır. Bakanlar Kurulunu ve Bakanları denetlemek vekillerimizin görevleri arasındadır. Ayrıca,  Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek görevlerindendir. Milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir. Anayasa ve yasalarda belirtilen diğer görevleri yapmaktır.”İşte yukarıda da saydığım çeşitli maddelerde görüldüğü üzere milletvekillerimizin, vatandaşın beklentilerini karşılamak, yol yapmak, su getirmek, hal hatır sormak gibi bir görevleri yoktur. Bu yüzden milletvekillerini çalışıp çalışmadığını anlamak için meclisteki performansları ile değerlendirmek gerekir.

                Peki, ne oluyor da vatandaş vekiline kızıyor ya da eleştiriyor? Bir kere vekilleri en çok eleştiren grup basın grubudur. Kimisiyle arası çok iyidir, vekil hakkında iyi şeyler yazarlar. Göklere çıkartırlar, vekille arasının iyi olduğunu vurgulayarak güya bazı yerlere mesaj gönderirler. Vekilin, kimisiyle arası kötüdür, kötü olan kişi de gazetesinde vekilin açığını aramaya çalışır. Hatta zaman zaman haddini aşıp saygısız üslup kullanan arkadaşlar bile vardır. İşte bütün bunların elbette ki bir sebebi var. Bir kere vekil, seçilebilmek adına her türlü vaadi verir. Oy istemek için gittiği yerlerden halk kendisinden ne istiyorsa, “Hele bir seçileyim sizin dediğiniz o işi kesinlikle ben yaparım” ya da“ben vekil olduktan sonra sizin kıza ya da oğlana kesin bir yerlerden iş ayarlarım” “yol mu dediniz. O kalay canım. Hem de en kalitelisinden asfalt yol yaptıracağım size” türünden vaatlerle seçilmiş olan vekillerimiz meclise gittiklerinde görüyorlar ki, hiç te kazın ayağı öyle değil. Çünkü kendilerini bekleyen başka başka sorumluluklar var. Meclise gidince görür ki, yol yaptırmak, hastane yaptırmak gibi bir görevi yoktur. O görevler için devlet “Vali” atamıştır. Ve bütün bu işler esasında “Vali”nin görevleri arasındadır. Vatandaşın sosyal haklarından doğan her türlü hizmet yerel yöneticiler tarafından yapılacaktır, milletvekilleri ise sadece ve sadece, o da kendilerine böyle bir talep gelirse, Ankara’ya gönderilmiş dosyaları takip etmekle görevlendirilmiş sayılır. Yoksa milletvekilliği bir hizmet makamı değildir. Eğer gerçekten halka hizmet etmek isteyen bir siyasetçi varsa, halka hizmet makamı Belediye Başkanlığıdır.

                Bütün bunlara rağmen, milletvekillerimizin iyi ya da kötü olduğuna dair karar verebilmemiz için onlarda şu özellikleri de görmek isteriz. Milletvekillerimizden ben açıkçası şeffaflık adına seçilmeden önceki mal beyanlarını halk ile paylaşmalarını isterdim ve her yasama döneminde de bu mal beyanı konusunu gündeme getirir halk ile paylaşmalarını beklerdim. Ki Bolu halkı siyasetçisine güven duymaya başlasın. Topluma örnek olmalıdırlar. Söyledikleri, yaşadıkları ve bildikleriyle toplumu aydınlatsınlar. Her zaman doğruyu söylesinler, kişisel kavgalarını bir kenara bıraksınlar. Vekillerimiz her zaman toplumun çıkarları doğrultusunda hareket etsinler, belli grupların iş takipçiliğini yaparak kişisel çıkarlarına alet olmasınlar. Kamu yararını önde tutsunlar asla ve asla bir takım odaklara boyun eğmesinler. Lideri yanlış yaptığında, liderinin yanlışını söyleyerek lider sultasına karşı çıkan vekilimiz olsunlar.

                İşte yukarıda ki bazı kurallarda etik çerçevede değerlendirilmelidir. Milletvekillerimizin iyi ya da kötü olduğunu karar vermek için bu kıstaslar göz önüne alınmalıdır. Yoksa sanki elinde sihirli değnek varmış gibi, her şeyi vekillerden beklemek doğru ve mantıklı değildir. Bu yüzden vekiller hakkında yazı ya da yorum yazacak arkadaşlar bunları bilirlerse haksızlık etmemiş olurlar.